Kırmızıdan hallice bir çadır, çatlamış çömleklerin dokusu, tozlanmış giysilerimiz, yaklaşıyor kum fırtınası. Kervan geçer miydi bu diyardan. Geçiyormuş doğrusu. Tırnaklarım kum dolmuş, dudaklarım da biraz çatlak, sana bir şeyler yazıyorum, okur musun? Devam etmeden, biraz su içelim, kahve değil bu sefer, belki gece gelir kokusu. Siyahlar içindesin ... Devamını Gör