Yürüyorum bir yol üstünde,
Bir yerlere varma kargaşası içerisinde.
Sokağindan geçiyorum tek tuk sokak lambası,
Yağmur başlıyor dakikalarca ıslanıyorum.

Alsan alırsın içeriye ama sen,
Kılını bile kıpırdatmıyorsun.
Yağmur şiddetini arttırıyor arada gelen elektrik kesintisi,
Yıldırım düşüyor arkamda ki ağaca.

Pencerenden gaz lambası... Devamını Gör

"Haydi haydi uyanın"

Asiye duyduğu ses ile zorla gözlerini açarken, bu sesin kime ait olduğunu çok iyi biliyordu.

Saate baktığın da daha altı olması için yelkovan akrebi kovalıyordu. Sessizce ayağa kalkan Asiye kapıyı açarak merdivenlerde bağıran Pusat'ın yanına gitti.

Mesafesini koruyarak, "Günaydın Pusat bey afedersiniz... Devamını Gör

O gece Yeniçeri Ocağı’yla ilgili okudugum kitap aklıma gelmişti. I. Ahmed devri, (1603-1617) tek örneği olan Kavânîn-i Yeniçeriyân ise daha çok Yeniçeri Ocağı’nın bozulma sebeplerini anlatan ve eski düzene geçilmesi için başta devşirme sisteminin ihyası olmak üzere neler yapılması gerektiğini sıralayan, içerik bakımından kanunnâmeden ziyade siyâset... Devamını Gör

Sevmem sevmem artık sevmem
İnanki bir daha düşlere dalmam
İnanki bir daha arkama bakmam
Çekipte giderim ardıma bakmam

Sus nolur bu kadar acıya dayanamam
Kaldıramam bu yükü taşıyamam
Aşkın ortasında kalan sahtekar
Ver bi duman daha bana anlatayım

Dogruyu yanlışı gerçegi yalanı
Ben ömrümde bu kadar yalancı
Ben ömrümde bu kadar dolancı
... Devamını Gör

Bu satırlarımı sakın ola alma dalgaya
Hayat cok garib gelibilir güzel kız sana
Toz pembe hayallerin ardında saklanma
Çık gel artık saklandıgın yerden Allah aşkına
Benim gözüm kimseleri görmüyo görmez asla
Bizi eller ayırdı bizi eller yaraladı
Şimdi berduş olan cok sokaklarda arandı
Kanı beş para etmez adamları yaraladı


Benim yasadıgım b... Devamını Gör

Yaşamaktan nefret ediyorum
Kısık sesle konuşuyorum
Hayat denilen oyunu bozuyorum
Kim düşmansa cıkın diyorum
Her bi yanda kahpelerle savasıyorum
Dört yanımda kancıkları arıyorum
Allahına kadar yürek taşıyorum
Sebebini bilmiyorum ama kazanıyorum
Hayat denilen tuzakta yaşıyorum
Her bi yanda kancıkları arıyorum
Haberini alıyorum ve savasıyoru... Devamını Gör

İncecik dudakları, döküm makinesi gibi çalışarak kalıptan çıkmışçasına iyi kesilip biçilmiş laflar döküyor; kimi zaman şefkatle okşar gibi açılıp kapanarak kadife dokunuşlarıyla yumuşacık şekil verdikleri bölük pörçük seslerle hayatın kor gibi parlayan görkemini, büyüleyici güzelliklerini anlatan, yaşamın anlaşılmazlığını ve esrarını yankılayan zar... Devamını Gör

“Diyorum ki
Toplasak tası tarağı
Kapatsak telefondaki tüm hesapları
Hiç kimsenin bilmediği bir köye yerleşsek.
Küçük bir bahçesi
Bahçesinde köpeği
Yemişler dikelim fidandan
Biraz da domates falan.

Aksam erken yatıp
Sabah ezanıyla uyansak
İlk önce bahçeye inip
Çiğ düşmüş biberleri toplasak
Ağaçları sulayıp fesleğenleri okşasak
Ayağımı... Devamını Gör

Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar :
Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer ,
Karga yaşlı annesini besler ;
Bunun adı :
" saygılı davranmaktır ."
Horoz şafak vakti öter ,
Yaban kazları
Her bahar kuzeye
Her sonbahar güneye uçar ;
Bunun adı :
'' söz tutmaktır .''
Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölen... Devamını Gör

Yüzüme gülen dost bildiklerimin hepsi yalan söyledi.
Eğer yaptiklarim isyansa isyan ettim,
Doğruysa unuttum her seferinde seni.
Düştüm artık yalnızlığa bırakma beni…

Yakılmış matlaşmış gecelerin ortasından,
Hasret ateşlerin ortasından,
Bütün ihanetlerin bütün kuşkuların arasından,
Talanların kargaşanın, korkuların yakasından,
Düştüm artık... Devamını Gör

Adamın biri İmam Sadık' ın yanına geldi ve şöyle dedi :
Ey efendimn ben bir bahçe satın aldım her yönüyle verimli ve güzel bir bahçe olmasına rağmen tüm işlerim tersine döndü ve evimin düzenini bozdu sebebi ne olabilir?
İmam Sadık şahsa; acaba bahçe seni meşgul etti de namazını hafife mi aldın?
Adam; Hayır efendim, aksine Allah'a şükür etme... Devamını Gör

"Biz...Destan olduk..."

Nil'in sayıklamaları üzerine yattığı yerden doğruldu Alparslan.

Telaşla üzerindeki battaniyeyi kenarı atıp Nil'i dürttü.

"Gülüm uyan, Nil uyan ceylan gözlüm..."

Yüzünden boynuna doğru yol alan terleri ardından ise gözlerinden akan yaşları usulca sildi.

"La havle! Nil uyansana!" n... Devamını Gör

Nil yanında uyuyan adama usulca baktı. Elini yanağına götürüp okşamaya başladı.

" Bu kadar acıyı, bu kadar derdi nasıl taşıyabiliyorsun bu kalbinde? Nasıl başa çıkabiliyorsun bu olanlarla? Nasıl dayanıyorsun yüreğim, nasıl?" derin bir nefes alıp kalkacakken Alparslan elinden tutup Nil'i durdurdu.

"Sen gelene kadar dayanamıyordu... Devamını Gör

Haykırışan kargalar
Darmadağın uçuşuyor kente doğru.
Neredeyse yağacak kar
Yeri yurdu olana ne mutlu!
Donmuş kalakaldın,
Hanidir gözlerin arkada!
Boşuna kaçışın, ey çılgın,
Kıştan uzaklara!
Dilsiz ve soğuktur binlerce çöle
Açılan bir kapıdır dünya!
İnsan senin yitirdiğini yitirse
Bir yerlerde duramaz bir daha!
Sen şimdi solgun, sarı
Kı... Devamını Gör

Genç adam kalın kazağının boğazını çekiştirirken, önünde ki ince belli bardağına uzandı. İhale için olan toplantıyı dinlemeye devam etti. Şimdi Limanda Fırtına'nın yanında olacaktı... Karadeniz'e açılmak için saat sayıyordu...

Kırmızı kravatlı adam, masaya doğru eğildi ve ellerini birbirine kenetledi. Pusat'a bakarak düzgün İstanbul Türkçe'siyl... Devamını Gör

Gündüz suretlerini ve seslerini yitiren insan, o kadar alışır ki bu kargaşaya, kaosa... Geceleri de kendisi üretmeye başlar. Schopenhauer deyimiyle gün bize griyi verdi. Gece ve gündüz suretlerini çektiğimizde, o aldanmış saatlerimizi bileklerimizden çıkardığımızda, zaman ve mekan algımızı yitirdiğimizde... Belki de yalnızca öldüğümüzde, gerçekten ... Devamını Gör

????????????

Yüreklerimiz kor bir alevin içinde can çekişirken, bedenlerimiz ateş çanağının içinde tepinir. Öyle ruhlar vardır ki her bir damarı kesik. Nefes alışı ızdırap, yaşaması güç...Onlar, acılarını kalplerinin en kuytu köşesine koyar, üstünü kara toprakla örterler. Dudakları mühürlenmiş gibi hiç bir ses çıkaramazlar. Yapabildikleri te... Devamını Gör

Bazen hayatımızda nerede olduğumuzu bilmediğimiz, ne yapmaya çalıştığımızı anlamadığımız, kimde neyiz ne kadarız çözemediğimiz, yüzme bilmeden atladığımız denizde boğulup dibe mi batacağız yoksa bir şekilde kulaç atmayı öğrenip rahatça yüzmeye mi başlayacağız anlam veremediğimiz olaylar olur. ... Devamını Gör

En kuvvetli inançları en derin sorgular yaratır; en kuvvetli zannedilen inançları da yine o yıkar. En büyük esareti de özgürlüğü de meydana getiren sorgulardır. Hayatın her alanında kolektif bilinçdışının yetersiz kalması belki de insanı bir boşluğa sürüklüyor. İnisiye olmadan önce karakteristik özelliklerini travmatik olaylarla yitiren insan yenid... Devamını Gör

Kerim Visali: Bay Juiz, siz tüm bu kargaşanın ve sığ dünyanın içerisinde kendiniz olarak kalabilecek misiniz?
Avetsu Juiz: Sanmıyorum sayın Visali. Ancak olacağımı değil, pleb gibi olamayışımın dikili bir taştan farksız kalmasından çekiniyorum. Bu sebeple onlar gibi olamayacağımı sanmıyorum. Bu denli derin bir felsefeyi size sunuyor olmak çok hoş.... Devamını Gör