Dursun dayı kahveye elinde el yazması bir Kuran-ı Kerim ile gelmişti iki gün önce... Şaşkın baskınların ortasında kahvedekilere selam verip bir köşeye geçti Dursun dayı. Yusufeli'nin ilmi ile öne çıkan Kirtan Efendi şunları söylemeye başladı :
18'nci yüzyılda yani 1700 lü yıllarda yaşamış Efendigil hanesinden olan Kirtan Efendi'nin asıl adı Ahmet Hocaydı. İstanbul'da Yerebatan Sarayı Medresesi'nde ilim görmüş ve epey zaman sonra köyüne ziyarete giderken yolda karşılaştığı bir olayda ilminin yetersiz olduğunu görünce geri dönmüş ve 25 yıllık eğitim gördükten sonra memleketine dönüş yapmıştır. Köye dönünce Balh mahallesindeki camide imamlık yapmıştı. Balh camisi onun girişimi ile yapıldığı söylenmektedir .Zaten Balh camisi yapıldığı 1700 lu yıllarda Sarıgöl nahiyesi ve Barhal vadisi boyunda yapılmış ilk camidir. Kirtan Efendi bilgili ve alim kişiliği ile örnek şahsiyet olmuş ve köyümüzde ve çevre köylerde Kuranı Kerim'in düzgün bir şekilde okunması ve açıklanması yönünde çalışmalar yaparak insanları eğitmiştir. Kendisinin kendi el yazısı ile Kuran-ı Kerim yazdığı ve deri kaplı kitap olduğu el yazması Kuran-ı Kerim in 1950'lere kadar saklandığı sonra her ne olduysa kitabin ortadan kaybolduğu anlatılmaktadır. Vefatından sonra Balh mahallesinde büyük bir yangın çıktığı, koca mahallenin yandığı ancak alevlerin Efendigil hanesinin evine geldiğinde birden söndüğü ve çevresindeki bir iki ev ile birlikte yanmaktan kurtulduğu anlatılmaktadır. Aynı durum birkaç yıl sonra çıkan yangında da tekrarlamıştır...
Kaldı ki Kirtan Efendi ile ilgili bazı hayretlik olaylar ve vecize sözler vardır.. Bu büyük alim kişiliğe sahip büyüğümüzü rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Allah bizleri de sevdiği kullarından eylesin. Mezarı Balh mahallesindedir.. dedi ve kahvedekiler çok teşekkür ettiler Dursun dayı ya. Ardından çayları yudumlamaya başladılar...