Ben küçüklüğümden beri sıradan bir hayat yaşıyorum. Ev ve okul neredeyse başka hiçbir yere gitmiyorum. Evde izlediğim filmler ve diziler var. Hani biz hayran kalıyoruz ya. Ben kıskanıyorum onları çünkü benim hiç çok acılı bir hayatım olmadı. Şimdi diyeceksiniz acı çekmek mi istiyorsun? Sen deli misin? Hatta şimdi yazıyı kapatacaksınız belki de. Ama acı diye bildiğimiz mucizevi şey var ya. Eğer o olmasaydı biz mutlu olamazdık, güçlü olamazdık, aşık olamazdık çünkü insan çektiği acılardan ders çıkarır. Acı sebzeye benzer. İlk başta yemek istemezsin. Sebze yerine pizza, makarna, mantı istersin ama bunlar yerine sebzeyi yiyince sonra o gün iyi ki sebze yedim dersin çünkü eğer o gün pizza yeseydin belki de şuan çok kilolu olacaktın. Yani demek istediğim hayatınızda acı varsa sakın ama SAKIN benim hayatım çok kötü demeyin. Acı geçicidir. Ama geride mutluluk ve güç bırakır.
Hiç filmlerde veya dizilerde görmediniz mi? Ne çok acı çekiyorlar ama sonunda ne oluyor? Mutlu son. Bir düşünün eğer karakterler o acıları yaşamasaydı mutlu son olabilir miydi? Hayır. Çünkü hayat aynı döngüsünde devam ederdi. Hani bize hep diyorlar ya “Hata yapmaktan korkmayın!” diye. Evet korkmayın çünkü hata acı getirir ve şunu da unutmayın hiçbir mucize, hiçbir hayal, hiçbir mutluluk acı çekmeden gerçekleşmez!