Tek bir dileğimiz varsa şu hayatta, geçtiğimiz her tünelin bize çıkan kavşağında ikimizin yerine soluyorum seni. Kalem elimde eriyor, yazılar benimle alay ediyor. Dilek feneri bir yanıp bir sönüyor. 3'lü prizin 3'üne de dargınım, sana daha çok.Rafine hayatımın gölgesi, adının ağzımda un ufak oluşu, uğultular ve refüj. Delirecek gibiyim, rüyalarıma esir kalıyorum. Öylesine yoksunluk ki, kokusunu en yoğun girintiden alabilmek için sığınışın iç yakar. Yaslandığın sıcaklık histerik hıçkırıklarını tetikler ve yüzeye çıkarır. Güven istemiyorum, sana güvenemem. Peki neden kendime de yapamam?