Eskiden ilkokularda ders olarak okutulan adabı muaşaret ,hayatımızı düzenleyen ,güzelleştiren önemli bir konuydu.
Adap ve görgü olmayan yerde medeniyet olmaz.Medeniyetin olmadıgı yerde ise huzur olmaz.Toplumda oturup kalkmasına ,konuşmaktan yemek yemeğe , insanlarla olan iletisime kadar bizlere gereklidir.Görgüsüz kaba insanlar itici olmaz mı?Oysa nezaket ve görgü ne kadarda naiftir.
İnsanın statüsü ne olursa olsun,ne kadar güzel olursa olsun,ne kadar bilgili olursa olsun kaba ve görgüsüzse mevkinin ,güzelliğin hiç bir kıymeti olmaz.
Bu konuda ebeveylere büyük görevler düsmektedir.Özellikle annelereÇünkü hayat evde başlar.Birey aileden ne görürse onu kılavuz bilir kendisine .Çocuğa öğretmek yetmez.Onlara örnek olarak dahada etkili oluruz
Yüzyıllardır bu konuda efsaneler,nasihatnameler yazılmış. Yusuf Has Hacip'in Kutagı Bilig 'i,Mevlananın mesnevileri
Yunus Emre'nin nasihatları ,ve daha sayamayacağımız yüzlerce muhtesem eserler hep bizlere adabın,görgünün ne kadar önemli oldugu anlatmıştır.Seyh Edabali'nin nasihatları değil mi koskocaman Osmanlı imparatorlugunun temellerini atan?
Yüzyılardır bu güzel seylerle kuşatıldık.Nesilden nesile ırmak gibi akıp durdu.
Toplum olarak degerlerimize, zenginlilklerimize sahip cıkmalıyız.Ancak bu sekilde çağdaş bir toplum oluruz.
Gülistan Gümüş