Hayat her zaman adaletli davranmaz. Bir uçurum misali bakar yerin en dibinde olan ufak tefek insanlara . Bu kadar insan neler istemez ki bu hayattan. Para, şan,şöhret,aşk,saygınlık... O kadar çoğaltılabilecek örenekler var ki bununla ilgili. Ancak hayat en çok istenenleri hiçbir zaman zamanında vermez. Biz ne var ki umudumuzu en sonuna kadar yitiriririz işte tam o an bize bir yeşil ışık yakar. Biz o devasa uçurumun dibindeki ufak tefek görünenler o uçurumun zirvesinde gibi oluruz o zaman . Peki bizim hayattan istediğimiz midir bizim ödülümüz yoksa o zirvede olmanın verdiği adı herkes tarafından farklı adlandırılan his mi?
Bizim ödülümüz hayatın bize hem isteğimizi hem de o istediğimiz için göze aldığımız o ucu bucağı olmayan uçurumdan en dibe çakılışımızı hatırlatan andır. İşte " hayat ne kadar adaletsiz" tezini yıkan o andır. Hayat bize her ikisini de sunar ama seçim yapmak kişiye aittir. Eğer siz elde ettiğinizi o uçurumdan aşağı düşürürseniz siz hatalısınızdır , hayat değil. "