Ahlat Selçuklu Mezarlığı
Urartulardan, Selçuklulardan ve Osmanlılardan derin izler taşıyan Bitlis’in Ahlat ilçesinde yer alan “Ahlat Selçuklu Mezarlığı” erken dönem Türk-İslam mezarlıkların en büyüğü olarak bilinmektedir. Mezarlıktaki tarihi yapılar ve yaklaşık bin yıllık mezar taşlarındaki süslemeler yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin ilgisini çekmektedir. Mezarlık UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası geçici listesine alınmış ve önümüzdeki yıllarda geçici listeden asıl listeye geçmesi bekleniyor.
Selçuklu Mezarlığı
210 dönüm üzerine kurulu olan mezarlıkta birçoğu yıkılmış olan 1400 mezar taşı bulunmaktadır. Bölgede meşhur olan Ahlat taşlarıyla yapılmış olan mezar taşlarının en büyükleri yaklaşık olarak 3.5 metre yüksekliğe sahiptir. Dikdörtgen yapıda olan taşların üzerinde yazılarla birlikte ejderha başları, geometrik şekiller ve palmetler gibi çeşitli süslemeler yapılmış. Taşlar üstünde yazıların bulunması bu eserleri Türk dünyasında Göktürk Yazıtları sonrasında en önemli eserler yapmaktadır. Taşların üzerlerinde yer alan yazıların okunmasıyla birlikte bölgenin kültürel özellikleri de ortaya çıkarılmaktadır. Mezarlıkta birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalar neticesinde yaklaşık 600 mezar taşının temizlemesi yapılmış ve taşlar üstünde yer alan yazılar okunmuştur.
Mezarlıktaki taşlar 12 ve 13. yüzyılda dikilmiştir. Anadolu’ya gelen ilk Türkler tarafından kurulmuş olan mezarlık aslında Orta Asya Türk geleneğini yansıtmaktadır. Binlerce yıldır mezar başlarına balbal adını verdikleri taşları dikme geleneğine sahip olan Türkler, İslamiyetle birlikte bu geleneği sentezlemiş, bu derin estetik ve işçiliği yüzlerce yıl ötesine taşımayı başarmışlardır. Mezar taşlarındaki işlemeler Türk taş işçiliğinin en güzel örnekleri olarak kabul görmektedir.
Ahlat Selçuklu Mezarlığında şahideli mezarlar, mezar odaları olarak bilinen kurganlar ve sandukalı olmak üzere üç farklı mezar tipi yer almaktadır. Yaklaşık 210 dönümde oluşturulmuş olan mezarlıkta toplamda bu üç farklı tipte yaklaşık olarak 8000 mezarlığın olduğu tahmin edilmektedir.
Mezarlıkla ilgili ilk çalışmalar 1966 yılında yapılmıştır. Kısa süren çalışmalar sonlandırıldıktan sonra 2011 yılında Kültür Bakanlığı tekrar bir restorasyon çalışması başlatır. Yapılan çalışmalar sonrasında mezar taşları temizlenmekte ve izleri kaybolan yazılar tekrar okunabilir hale getirilmektedir. Ayrıca kırılmış onlarca mezar taşı büyük bir titizlikle tekrar bir araya getirilerek bütünleştirilmektedir.
Yapılan çalışmalar sonrasında bir Türk geleneği olan akıt yani oda mezarlar da gün yüzüne çıkartılmıştır. Çalışmalar neticesinde bugüne kadar 8 mezar odası keşfedilmiş ve kazı çalışmaları tamamlanmıştır.