Ne çok çocuk gördüm. Mutlu mutlu büyüyorlardı... Sorsan,tek sıkıntıları sevdiği oyuncağı alamamalarıydı. Benimkisi ise,babamın annemi hiç sevmemesiydi. En büyük problem buydu. Bu büyük problem hep büyüdü,büyüdü,büyüdü... Çoğaldı. Hiç bitmedi. Sonra hep bir kavga hep bir gürültü oldu evde. Ben ise hep sustum. Sonra kendi kendimin arkadaşı oldum. Ya sahi ben neler neler çektim biliyor musunuz? Buraya neyi nasıl yazayım ki? Kim kimin derdini yaşamadan anlayabilir ki? Ağlamadım uzun süre oldu. Biriktiriyorum içimdeki çığlıkları. Susuyorum,yapmıyorum bir şey. Yapsam,suçlu ben olacağım çünkü. Hep böyleydi. Ölü kadın derler belki ileride bana. Hiç kimseyi dıştan yargılamayın olur mu? Dışı simsiyahtır mesela. Gülmüyordur size belki. Ama gözlerinin en derinine bakın siz. Bakın iyice. Orada menekşe bahçeleri olacak,hem de bahçesi koku dolu. Menekşe diyorum,derin diyorum. Anlayan kişiler olacak. Bu biraz can yakar. Can yana yana alev büyüyecek... Umarım hiçbir yer yanmaz.