Kültürümüzde kubbe, minare ve sancak alemleri olmak üzere üç ayrı grupta toplanan alemler, geçmişi Orta Asya’ya uzanan milli değerlerimizden bir tanesidir. Alem üzerine yapılan araştırmalar eski Türk devletlerinin, mızrakların ve çadırların ucunda kullandıkları simgesel anlamları olan bu estetik eserlerin, Müslümanlığın benimsenmesinden sonra dinî mimaride de yer aldığını ortaya koymuştur. Sonraki yüzyıllarda alem cami, türbe, medrese, çarşı, imaret, şifahane gibi dinî, sosyal ve tarihî binaların kubbelerine, minare külahlarıyla, minberler ve şadırvanlar gibi mimari kısımların ahşap çatıların üzerlerine süs olarak yerleştirilmiştir. Genellikle bakır, tunç, pirinç gibi madenler veya mermer taşından yapılan alemlerin tarih boyunca kullanılmasının belli başlı nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: Bunlardan birincisi yapı gerekliliği, ikincisi estetik-güzellik anlayışı ve üçüncüsü de gelenek ve göreneklerin tesiri olmuştur.