Kuantuma göre insan düşündüğü ve görmek istediğini görür. Sonsuz ihtimal olsa bile niyeti neyse ona odaklanır ve algıladığı o dur. Herhangi bir etken bile bu ihtimali değiştirebilir. Bu durum yalnızca insan değil, tüm canlılık için geçerli olabilir. Niyetler bir su molekülünün yapısını değiştirebilir. Peki, tüm bu olasılıklar ve tek halde tek ihtimal doğuran sistem, çift halde sonsuz ihtimalin kapısını açabiliyorsa, bir konuda bir niyetten daha fazlası, yani iki niyet olduğunda sonsuz ihtimalle sonsuz seçenekler üretebilir miyiz? Algılarımız ve vücudumuzun tüm duyuları çift hâlde ya da daha fazla olabilir. Çift halde olanlar niyet bir olduğunda tek ihtimali görür, çünkü onu görmek ister. Birden fazla ihtimalde ise anlamsızlık ortaya çıkabilir. Çünkü sonsuz ihtimal bize hiçliği verir. Yani esasında görmek istediğimiz şey görmek istediğimiz yerde değilse ve her yerde olabilme ihtimali varsa aynı zamanda hiçbir yerde de olabilir. Hiçlik maddenin kaybolduğu andır. Hiçlik duyularla algılanamaz. Boşluk hiçlik değildir ve hiçlik hiçtir. Yani madden bağımsızdır. O halde niyet insan için sonsuz seçenekten birisini sağlar, birisini algılamasını sağlar. Aynı zamanda manipüle edilebilir olduğu için tüm insanlığı da aynı şekilde kandırabilir. Yani esas gerçeğin bir zerresine hâkim olabiliriz, hatta tüm gerçeklik insanların birer birer algıladığı her gerçek olabilir. Yani gerçeklik aslında hiç olmayan bir halde olabilir. Bu yüzden Tanrı evrende değildir, Tanrı sonsuz ihtimallerin içindedir; çünkü Tanrı insanın algılayamadığı ve niyet gösteremediği bir hiçliğe sahiptir. Bu yüzden Tanrı insanla komuşmadıkça aslında insan da Tanrı ile asla iletişim kuramaz. Bu duyuların ötesinde bir şeydir ve duyulara indirgenebilir olsaydı, Tanrı insan tarafından yok edilmek istenebilirdi. Hiçliği arzu etmek esasında Tanrı'yı arzulamaktır.