Alışkanlıktan Tembelliğe; "Teknolojinin Yanlış kullanımı"
Seksenli yıllarda çocukluk çağlarında olan nesil için eğlence demek; kapı önünden başlayan ve aşağı ya da yukarı mahalle sınırlarında biten (mahalle maçlarının ortak sahalarının kurulduğu yerler),
delicesine bir coşkunun hâkim olduğu zamanları son raddesine kadar yaşamak demekti. Gün batımında, anne babanın yüksek sesle yaptığı çağrı ile ismini duyan çocuklar, ancak dönerlerdi evlerine.
Üçüncü milenyumun başlangıç evresinde ise çocukluk demek, eğer evdeyse masaüstü ya da dizüstü bilgisayar başında olmak; ev dışında ise tablet bilgisayar ya da akıllı cep telefonu ekranına dalıp gitmek anlamına gelmektedir. Artık ders denen okul etkinliklerinin dahi bu ekranlar arkasına sığınması sayesinde, tüm çocukların ellerinde haklı olduklarına inandıkları birer gerekçe geçmiş bulunmakta ve bu kozlarını da sonuna kadar kullanmaktalar.
Çok değil, bundan daha bir on beş yıl önce, küçücük cep telefonlarının "sar" değerlerinden korkup kanserojen etkili radyasyondan çekinen insan topluluğu; bugün koca koca cep telefonları ile sayısız akıllı elektronik aletin çevrelediği bir dünyada, hiç sesleri çıkmadan yaşamaktalar. Elbette elektronik cihazların gelişim sürecinde kat ettikleri düşük radyasyon devriminden haberimiz var ve bunun bu sessizlik hususundaki etkisinin de farkındayız. Ancak asıl olay, acaba söz konusu güruhun alışmışlığı içindeki temel faktörün bu değişim mi olduğu; yoksa adından bizzat alışkınlık hastalığına mı tutulduklarıdır.
Bugün, artık elimiz kolumuz gibi birer uzvumuz haline dönüşen bu cihazlar; haklı da olarak sağladıkları kolaylıklar sayesinde, vazgeçilemez birer parçamız olmuş durumdalar. Getirisi fayda endeksli olan ve rahatlık ile taçlanan bu vaziyet, götürünün ne olduğunu umursamaz bir durumun doğmasına neden olmakta; teknoloji ile tembelleşen nesillerin, bu tembel yaşama devam edebilmek için teknolojiye daha da bağımlı hale geldiği bir kısır döngüye girmesine sebep olmaktalar.
Planlı bir amaçlar silsilesi doğrultusunda, hesap kitap yapılarak ve lüksün tuzağına düşmeden teknolojinin meyvelerinden yararlanmak, tabi ki insanlık adına en mantıklı uğraş olacaktır. Ancak bugün gereksiz kullanımlardan ve göstermelik satın alımlardan doğan teknolojik kirlilik; geleceğe uzanan puslu yolda, hiç de iç açıcı görünmemektedir.