Yalnızlığı yorgun şehirlerden öğrendim
Ölü kuşlar vururken gece yarıları camlara .
Dilimle mırıldandığım şarkılar eski bir anıyı kamçılarken,
Kirpiklerim düşer gözümün aynasına.
Bıraktın beni burda gittin ırmaklara,
Yokluğun burdan kaç kilometre,
Kaç şehir,kaç dağ, kaç deniz,kimbilir?
Saysam, sayılmaz ayrılığın ertesi günlerini,
Alıştım gayli yokluğuna,
Acıtmıyor içimi artık, o içli ismimi söyleyen sesin,
Unutuyormuyum seni daimi yükseğimdesin.
Istersen sesiz gel haber vermeden,
Bak gör ne haldeyim ben.
Yine o bildik buruk gülümseme yüzümde,
Tatlı kelimeler sözümde.
Geçen zamana göre belki yaşlandım da,
Yüzümde birkaç kırışıklık,
Başımda yavaştan kırlaşmış saçlar.
Umduğun gibi değilim,bulacağın gibiyim.
Geçen zamana göre,
Belki de hatırlamazsın bile ismimi.
Değiştim takvimler gibi bende,
Mevsimler geziniyor üzerimde,
Ne şaşır beni görünce, ne üzül.
Gözlerimdeki bakış Temmuz gibi sıcak,
Yüreğim Eylül gibi ayrılık rüzgarlı eser.