Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
AMA YAPAMAZSIN - Sözümoki
28 Ocak 2018, Pazar 19:44 · 934 Okunma

AMA YAPAMAZSIN..

Soğursun aşktan. Sevmek gelmez kimseyi içinden. Oysa senin bu halde olmana sebep olan başkasındadır belkide , bunu anlamak istemesen de hissedersin. Ama senin kalbin hep üşür. Isıtamazsın. Ellerin buz keser başka elleri tutamazsın.

Ellerim üşüyor. Hani 'asla bırakmayacağım' deyipte bıraktığın ellerim.
Her tuttuğunda derdin ya 'yine buz gibi olmuş' diye. Sen bıraktın
bırakalı daha çok üşüyor. Hani ısıtırdın ya avuçlarına alıp nefesinle.
Şimdi neden bıraktın ellerimi başka ellere? Hani gelsen diyorum. Gelsen
yeniden tutup ısıtsan ya..

Ama gelmez...

İçimde bir ölüyle yaşamak zorundayım artık. Mezarın oldu yüreğim.Bundan sonra bana söylenen her sevgi sözcğü sana okunan fatihadır diyeyim.

Zaman geçer. Çok uzun bir zaman yalnızlıkla başbaşa. Sonra birgün yeniden denersin. Belki bu kez sevilirim umuduyla. Sevmeyi de kenara bırakıp sadece sevilmek isteğiyle. Yeniden açarsın sende kalbini.

BAŞKA ELLER

Bıraktığın yaban ellerde başka elleri tuttum. Başka bir nefeste hayat bulurum umudula. Senin çok sevdiğin gözlerime başkası baktı. Ben sensizliği onunla yaşarken bile gözlerimden sen aktın. Ve en acısı yaşları silen o başkasıydı. Tek sorum var sana, tek soru. Ey yüreğinde aşkı bulduğum, sevdasını sevdiğim adam sen beni başkasına bırakacak kadar mı sevdin?

Ama olmaz yapamazsın. Sen o değilsin kalbinde o varken başkasıyla yapamazsın. Açtığın o kalp dolu. O yüzden erken biter yeni başlangıcın. Onu unutmadan nasıl sevebilirsin ki? (Belkide o başkası da yürekli olmadığından soğursun)

Korkular karabasan gibi çöker üzerine. Kalkmak istersin kalkamazsın. Bağırmak istersin bağıramazsın. Çığlıklar birikir içinde. Susarsın. Uyanmışsan eğer uyumaktan korkarsın. İnanmaya çalıştıkça ve her güvenişinde yenildikçe tekrar tekrar onu hatırlarsın. O bırakmasaydı başkası kıramazdı. O itmeseydi başkasına gitmeyecektin. O olsaydı....

Hayallerle başladığım aşk yolunu hayal kırıklıklarıyla yürüyorum. Yalan sözlerinle zehirlenen düşüncelerime giderken söylediğin sözleri pazehir yaptım. Hergün yarama sürüyorum. Daha çabuk iyileşssin diye. Ne yazıkki ben seninle çıktığım yolu yalnız ve güvensiz yürüyorum. Yine sendeyim. Senden şifa dileniyorum.


Yaşanmışlığın izleri yapışır kalır ruhuna. Sayfalar dolusu yazı. Yazar durursun elinde kalem. İzleri kazırsın her gece. Gözyalarınla ıslanır sayfalar. Ama silinmez lanet olsaı izler. Ruhunda boğulursun.

Unutmak için her gece yalvarırsın Allah'a..

Aşk hastalığı öldürmez, süründürür. Başkasında derman bulamazsın.
Yine onda ararsın ilacı. Sürünürsün onun peşinde. Yine yazarsın, yine ararsın. Ve o yine hiçbirşey olmamış gibi, seni suçlar kendini aklayıp paklar. "Hayatında biri var mı?" dersin. "Yok" der. "Yok ama seni de istemiyorum olanlardan sonra" der.

"Ulan ne oldu ki, acıyla söylenen sözlerim mi dokundu hisleri alınmış kalbine.?"

Yani bahaneler. Bahaneler işte. Hep "Seni unutmamam ama....." der 'Defol git,
istemiyorum." demez. Seni hapseder bu sözlere. Aklında seni suçlaması vardır ve sen kendini suçladıkça kopamazsın.

SÜRÜNMEYE DEVAM

Onun verdiği umutlar enkaz olur beyninde.
Ne onu bitirebilirsin nede başkasına başlayabilirsin. Saplanıp kalırsın onun sözlerine.
Zamanla sana yaklaşır
yeniden. Sen yazarsın hep, o cevap verir.
Sanki iki sevgiliymişsiniz gibi davranır yeniden. Arar hatta. İlk başlarda "Olmaz
olamayız artık" diyen insan zamanla yeniden elini tutmaya çalışır.

Çırpınırsın kendini affettirmek için suçluluk duygusuyla. Bu kez her istediğine evet
dersin. Onun seni suçladığı ne varsa hepsini gözden geçirir yapmayacağına karar verirsin. Sonra kalkar gidersin peşinden.

Ona güvenmek istersin, bir defa daha güvenmek.

Hayatında birinib olduğunu hissedersin. Sorarsın "Hayır. Senden sonrası olmadı, olmayacak" der. "Kimse yokmuş işte, ona güvenmeyi öğren" dersin. İnandığındna değil, kendini inandırmak istediğinden.

Ama yine olmaz. Yine senden uzaklaşır hiçbirşey söylemeden.

Sen hudut çizemediğim asi yüreğimin son sınır ihlaliydin. Uçarak geldiğim ülkenden kırık kanatlarla sınır dışı edildim. Mülteciyim ben artık. Bütün geçmişimi, senin yazdığın bir masalın peşinden geldiğim o şehirde kaybettim.

Ve sonra birgün anlarsın

Birkaç gün sonra sosyal medyadan bakarsın yine ne yapıyordur acaba düşüncesiyle. O sırada ilişki durumunu görürsün. 1 yıldır var olan ilişki durumunu.

Bu insan ilk geldiğinde 'Ben sevdiğimi aldatmam' diyen insan olamazdı. Bu daha önce aldatılmış ve gelirken 'Sadece beni sevmeni ve bana sadık olmanı istiyorum' diyen insan olmazdı. Nasıl bir ruh haliydi bu. Beni de sürükledi peşinden. Nasıl bir insandı o. Beynim durdu adeta. Ama böyleydi işte. Herşey ortadadır işte. Ne yazıkki o inandığındır.

'Bebeğim' derdin bana 'sen benim hiç büyümemiş bebeğimsin'..
Haklıydın. Ben hiç büyümedim. Ben seni bir çocuk masumiyetle sevdim. Seni o kadar derinden hisettim ki. Beni nasıl bir ihanet çukuruna ittiğini bile hissedememişim.

Hayat ne kadar kirlendi. Yalana bulandı diller. Zehir içeriyor sözler. Gözler bile yalan bakar mı? Hani kalbin aynasıydı ya? Ne kadar çok kötü kalp türedi. Ne kadar da kirlendi aynalar..

Güvenmek için çırpınıp yere çakılıyoruz her seferinde tabiri caizse. Hergün bir parça umudumuzu kaybediyoruz. Kendimizi yitiriyoruz. Parça parça kayboluyoruz. Pinokyoların burunlarına çarpıyoruz, burun kırılmıyor biz kırılıyoruz.

Aşk ne kutsal bir duygusun sen,  kutsalların sözde olduğu devirde. Ne güzelsin çirkin emellerin kurbanı oldukça güzelliği yok olan. Dillerde sakız olup atılan. Aşk ne kadar kötü günlere kaldın sen. Üçgenler, dörtgenler.. Güvensiz kalplerin sebebisin sen. Şeytanın en büyük silahı. Yüreksizlerin oyuncağı.

Heeey... Siz !! Tırtıl duygulu insanlar..! Koymayın her duygunuzun adını aşk, sevgi. Anmayın yalandan yalama olmuş dillerinizle sevgiyi.... Yürek yetmezliğiniz varsa zorlamayın kendinizi.

Nihayet görürsün bütün gerçekleri. O sözlerin hepsi yalandı. Daha öcekiler gibi. 'Asla bırakmam' gibi 'Senden sonrası olmadı, olmayacak" da yalanmış.


'Ben yalan sevmem' diyerek hayatımıza girenler. En büyük yalanları söyleyip yalan olur giderler.

Yaman bir çelişkisin sen adına geçmiş denilen. Gelişinle gidişin arasında kaldı güvenim. Sahi diyorum. O kadar sevmek zorunda mıydın? Gelirken. Pardon ! O kadar seviyor gibi görünmek zorunda mıydın. Peki giderken. Giderken bambaşka biri olmak zorunda mıydın. Aynı kişi miydiniz? Ben kimi sevdim. Acaba ben kimi sevdim? İki kişiyi mi? Yoksa bir kişiliksizi mi?

Neden aldatırlar ki.? Birini bitirip başka bir ilişkiye başlamak o kadar mı zor. Ama sanırım bu bir ego meselesi. Sanırım insanlar peşlerinden koşturdukça, daha fazla kız yada erkekle çıktıkça kendilerine artı bir değer katıyorlar kendi yanlarında. Oysa o değerin sıfır olduğunun farkında bile değiller. Olur ya olmayabilir. Bir ilişki yürümez belki. Anlaşamazsın. Ayrılırsın ve bütün kapıları kapatırsın gerekirse 'hiç bir neden yok, sadece istemiyorum' diyip gidersin. Arkada soru işaretleri bırakmak 'seviyorum ama gitmeliyim, sen daha iyilerine layıksın, bla bla bla' nedir arkadaş. Bu bahaneler açık kapıdır. 'Gel sende peşimden koş ben başkasıyla olucam ama sen aklımda senin olduğunu düşün sen peşimden koştukça bir yerlerim tavan yapacak, buna ihtiyacım var. Çünkü; ben bir balonum egoyla havada durabilen egom olmayınca ben bir hiçim' demez de bunları der. En çok da verdiği sözlerin çöpe gitmesi yakar canını. İnsanlar sanki hayat kendi ellerindeymiş 'yapıcam, edicem, her zaman sevicem' diye girerler birilerinin hayatına.

Devrim yaparak geldiğin kalbime darbe yaparak gittin..

'Ömürlük' diyerek girdiğin hayatımdna ömrümü çalıp çıktın. Can olarak girdiğin bu kalpte acı bir sevda bıraktın. Adın dilimde duayken, günahkar bir ayrılığa kalkıştın. Son duan ihanet oldu bana. Beni asla bitmeyecek bir korkuya attın. Limanımdaki son gemiydin sen. Adın hala adımla anılırken, sen ne ara başka limanlara demir attın?

Kaderi hesaba katmadan yaşar bazen insanlar büyük sözler verirler. Yapmam, etmem, gitmem.

Oysa anı yaşasa insanlar. Emin olmadıkları sözleri vermeseler ne kadar kolay olacak ayrılık? Çünkü; arkada bir umut kalmayacak. Bir ayrılığı en zorlaştıran şey verilen sözlerin kurdurduğu hayallerdir. O hayalleri peşinden koşarsın aslında. Bir daha aynı olmayacak o hayallerin. Çünkü; bilirsin hiçbirşey eskisi gibi olmayacak artık. Başkasıyla aynı hayali kursan bile aynı heves olmayacak içinde. Belki ondan sonra hayatına girecek olan insanı daha çok seveceksin. Daha çok titreyecek için ama daha çok korkarak, hayal kurmaktan, ona yaklaşmaktan. Hep korkacaksın. Mesela o bir haya kurucak seninle 'bak şöyle yapıcağız, böyle olacak' sen ona gülümseyerek içinden ağlayacaksın. Çünkü; ona hiçbir zaman inanmayacaksın. Hatta bazıları aşktan bile kaçar. Çünkü; en çok inandığı aşk bile yalan olmuşur. O da biter gözünde aşk da.

Gaspa uğrayan bir kadının imdat çığlığı kadar keskin ve çaresizdi sana 'gitme' deyişim. Çaldığını değersiz bulmuş olmalısın ki Kalbimi çöpe attın gişderken. Siren senin duyunca kaçan hırsız misali, sevgimi duyunca kaçtın. Kendi isteğinle dönsen belki aklanırdın yüreğimde ama sen aşkın en büyük yasağını çiğnedin ihanetinle. Bana korkak bir kalp bıraktın. Artık kaçma firari sanık, korkma zaten bunda sonra zaman aşımındasın.

Zerre kadar sevgin kamlaz bir süre sonra. Ama ihanet, kandırılmış hissi hayattan soğutur seni., uyutmaz geleceğe dair korkular. Bu yüzdendir yalanın gün'AH' olması..

Ve birgün yine aynı şeyi yapar. Aylar geçmiştir yine, hatta sene geçmiştir. Sen susmuşsundur. Hatta aklına bile sadece hayallerim kırıldığında, güvenim kırıldığında gelir. Çünkü; her kırgınlığında ilk kırgınlığın gelir aklına.

Hiçbir zaman tam gidemez bazı insanlar.

Belkide egosu sönmüştü, şişirilmeliydi.

Ne oldu biliyor musun o gün. Ben o mesajı gördüğümde sen içimde artık yoktun bunu farkettim. Nasıl da hafiflemişti kalbim. Nasıl sakindi beynim. Sen yoktun artık sorular yoktu. Anlamıştım. Belirsizlikler kaybolmuştu.


Sadece ağlarsın o mesajı görünce. Daha önce senin defalarca ağladığın gibi çok ağlarsın.
Hıçkıra hıçkıra. Ama bu kez farklısıe gözyaşlarının nedeni. Bu kez ona ağlamazsın, kendime ağlarsın. Pişmanlığına, yok olan geçmişe. O gözyaşlarını bir ölünün ardından akıtırsın. Ölen birine gülünmez ki. Sende ağlarsın.

Ağladım hergün ağladım. Önce kendimi suçladığım için, Sonra yokluğun için sonra verdiğin umut ihanete karıştığı, kandırıldığım için.

Katılaştıkça sildim seni. Unuttum beni sevdiğin yalanını, verdiğin sözleri, seni..

VE SONUNDA BİTTİ

Onlarca şiire nokta koydum. Gözyaşlarım akmıyor artık. İncitmiyor anılar. Onu başkasıyla düşünmek yakmıyor canımı. Nefret bile etmiyorum. Unuttum sonunda. İyileştim. O kadar çok dua etmiştim ki bu hastalığın geçmesi için. Sonunda şifa verdi yaradan kanayan yarama. Kafamda hiçbir soru işareti kalmadı. Bütün cevapları verdi bana zaman. Şöyle olsa böyle olmazdın demiyorum artık. Keşkeler yok dilimde.
Çünkü; biliyorum o isteseydi böyle olmazdı. Onun sürüklemiş olduğu umuda acıyorum sadece artık. Akan gözyaşlarıma. Ven ben yırttım o defteri. Elim acıdı, içim acıdı ama yırttım. Son kalan resmini de yaktım sonunda...

Sen artık sadece bir mazisin geçmişimde. En acı dersim. En acı tecrübem. En gerçek olan yalanım. Eksik yanım. Kaybolan hayallerim. Doğmadan ölen çocuklarım. İhanetim. İlk yanılışım. İlk kanışım aşka. Ama sevdiğim değilsin artık.

AŞK YOK ARTIK İNANMAK YOK

Gerçekten inanmak. Herşeyine koşulsuz inanmak. Sözlerine hiç
gitmeyeceğine, bırakmayacağına inanmak. Ve sonuç olarak, inandığın her
şeyin yalan olduğunu anlamak. O kadar acıtır ki aşk. Bir daha kalbe
sürülmeyecek kadar. Ve...ve... ve... kelimeleri tüketecek kadar. Aşk
yok artık, inanmak yok..

Dersin. Çünkü; canın yanmıştır aşktan. Bir daha yakamazsın. Bir daha yanmayı istemezsin. O acıları bir daha çekmek istemezsin. Ki olmaz da zaten kalbinde bağışıklık oluşturur acı. Acıyı gördüğü an kitler kendini. Sen artık eski sen olamazsın.

Yalan söyleyen 'Ben senden ne aldım ki?' diyordu. Oysa inandıklarım benden ç'aldıklarıydı bilmiyordu.

Sen benden umutlarımı aldın. 'belki birgün' diye ummuyorum. Gülüşlerimi aldın, gülemiyorum.
Saatlerimi, günlerimi, aylarımı, yıllarımı, gelinliğimi, çocuklarımı aldın. Sen benden hayallerimi aldın. Artık hayal kuramıyorum.

Sen benden hevesimi aldın, pardon hevesini. Oysa ben senin hevesin olduğumu bilmeden nefesin sanmıştım kendimi.

AŞKZEDE

Öyle bir depremdi ki gidişin, şiddetle sarsıldı yüreğim. Yıktığın hayallerimin enkazında çırpındım. Sonra tutunmaya çalıştım hayata, derinden attığım çığlıklarla. Sonunda çıkmıştım enkazdan ama artçı sarsıntıları devam ediyor yaşattığın depremin. Yine aynı depremi yaşayacağım korkusuyla yaşıyorum.

Önce pembe gözlüklerim kırıldı ve sonra pembe panjurlu evim yıkıldı. O yıkıntıların üzerine basarak yaşadım sonra. Kaybolmuşluk hissinin tarifsiz savruluşu eserken içimde ben asırlık bir ağaç gibi ayakta durdum. Ben miydim gerçekten, ben miydim bu güçlü kadın.?

Sende suçlu olabilirsin aşkta. Gerçekten belkide hata sendedir. Senin hataların bitirmiştir. Ama şu gerçeği unutma. Eğerki bir sevgi gerçekse sevilen olduğu gibi kabul edilir. Nasıl ki sen olduğu gibi kabul ettiysen.  İhanet olmadıkça yanlış,sevgi affeder unutma. Bırak tecrübe olarak kalsın. Bir dahakine aynısını yapmazsın. Evet hiçbir zaman aynı şekilde sevemeyeceksin. Güvenemeyeceksin. Ama onda devam eden hayat sende de devam etmeli. Zaman ilacıdır yaraların. İzi kalsa da geçmişin, gelecek mutlaka gelecek. Ve sen ağlayarak da olsa gülerek de olsa sürünerek de olsa sana biçilen o ömrü yaşayacaksın. O yüzden bırak yazma.

Elinden geleni yaptıysan eğer peşinden gitme.
Gururun kırılır sonra, kalbin kırılır dağılırsın.

Bir zaman sonra o değil onun çaldıklarının eksikliği acıtır canınızı. Mesele güven duygunuz.

Ezberler yaparsın, hayata dair birsürü ezber. Ama yaşadıkça değişir herşey. Zaman bütün soruları değiştirir. Ve sen cevapların peşinde, ezberini bozmak zorunda kalırsın...

Ve sonra yine denersin.. Devam edersin hayata kaldığın yerden. Yürümeye çalışırsın ama bu kez bambaşka...

Yürürsün. Ayağın taşa takılır. Bir acı hissedersin. Herşey bitmiş gibi. Bir daha yürümeyi, düşünmeyi geç o acının dışında hiçbirşey hissetmezsin. Ve sonra biraz zaman geçer. O zamanla birlikte büyük acın da geçer. Yürümeye devam edersin. Sonra ilerlersin. Öceki acının tesiriyle belki, belkide dengeni kaybedersin. Ayağın kıvrılır ve bir çatlama sesi gelir. Bu kez bir önceki acı tanıdık gelir. O acıdan güç alıp kendini bir ilacın, sargı bandının gücüne bırakırsın aciz bir şekilde.
Zamanla o acı da geçer. Biraz tökezlersin sadece.Hani böyle ayakların yerden kesilmişçesine, yeniden, yine çektiğin acılara rağmen yürümekten vazgeçemezsin. Yürümekten vazgeçebilir mi insan? Mecburi de olsa bir istikamet var gideceksin. Bir hayat var yaşayacağın. Bir bedeb var taşıdığın. Bir zaman verirsin kendine ve sonra kaldığın yerden devam edersin yürümeye.

Ama birgün hiç olamayacak birşey olur. Gözlerin kör olmuş gibi görmezsin önünü ve alev almış ateşin ortasına düşersin. Yerden kesilen ayaklarında başka bir acı hissedersin bu kez. Bambaşka. Çığlık atarsın. Bağırırsın, çağırırsın ama kimse duymaz. Artık ilaç da yoktur iyileşmen için. Tek çare o ateşin içinden çıkmaktır. Peki nasıl?

Sen benim cehennemimdin belkide. Hiç farkında olmadan işlediğim bir günahın bedeli. Cenneti aradım günlerce. O yüreğime işleyen ateşin içinden çıkmak istedim. Günlerce dua ettim. çırpınarak. Ama affedilmedi günahım. Ödeyemedim yıllarca bedelini. Ve sonra bir gün buz kesildim. Nihayet bitmişti. Sönmüştü ateş. Duymuştu sesimi yaradan. Hangi günahtıysa bedelini ödediğim. Affedilmişti.

Ve yeniden koyulursun yola. Küle dönmüş bedeninle.

Çok zorlanırsın. Yola güvenemezsin. Ateşe düşmek korkusuyla. ürümekten korkarsın. O kadar korkarsın ki Artık cehennem çukurudur bütün yollar gözünde.

Sonra biri çıkar yoluna. Bir şans daha dersin. Bir şans daha. Külken yeniden güle dönmek için. Unutursun defalarca düştüğünü. Ateşin seni nasıl yaktığını. Korkularınla yürürsün. Onun elini tutmak yol arakadaşın yapmak istersin. Herşeye rağmen. Her ateş yakar oysa ama sen yine atlarsın belki yakmaz umuduyla.

Zeki Müren'nin şarkısındaki gibi olur bu kez. O da 'bir yangının külünü yeniden yakıp geçer'..

Geçerken sana da "Geçer" der. "Geçer bu acı üzülme."

"Geçer" diyorsun "Bu da geçer."
Geçiyor evet. Ama günler geçiyor. Saatler, dakikalar geçiyor. Aklımdan anılar geçiyor, ömür geçiyor, hüzün doluyor içime ve içimden sızılar geçiyor.
Geçer öyle mi? Geçiyor evet sadece zaman geçiyor. Zamanla en büyük acılar bile hafifliyor ama ruhta izi kalıyor her acının. Yaşadığın sürece seninle kalıyor o izler. Pişman oluyor be pişman oluyor herkes birgün, pişman oluyor ve gelip o geçenleri hatırlatıyor. Acıyorsun yeniden içten içe.
Geçecek ama ömür boyu beyninin bir köşesinde birşey kalacak. Bilinçaltına atacaksın zamanla rüyaların hatırlatacak.
Uzun zaman alıyor sevdiğim geçen şeyler öyle kolay geçmiyor. Gülücüklerini kalbinin sızısı bölecek, uykularını anılar. Hiçbirşey istediğin gibi olmadığında birgün keşkeler bölecek. Hiç sevmemiş olan bile birgün mutlaka bir şeyde o sevmediği şeyi hatırlar. Hatırlayacaksın be hatırlayacaksın. Herşey birgün bitiyor. Geriye geçmişte yaptıklarının damgası kalıyor. Bunu çok iyi biliyoruz. Aslında hiçbirşey geçmiyor..

Ve bu belkide son şasntı sevmek için. Çünkü; ateş külü yeniden yakamaz. Ve kül asla güle dönemez. Sende zaten artık gül olmayı hayal edemezsin. Çünkü; hayaller de yorulur.

Sevemezsin. Çünkü; kül soğuktur. Kalbin soğumuştur aşktan.

Hem biraz yas tutmalı kalbin. İnsan asil olmalı aşkta. Aklında biriyle başka birinin kollarında nefes almayacak kadar.

Gözlerim yağmurlu bir ilkbahar. Ağlamakta ısrarlı. İçim yanıyor. Çölde bir gül gibiyim, solmaya direnen. Sonbahar sanki. Bir bir dökülüyor içimde yeşerttiklerim. Cümlelerim buz kesmiş lapa lapa yağan acıların tesirinde. Dört mevsimi bir arada yaşıyorum.

Ben nerdeyim? Burası neresi?

Ne kadar zormuş insanın anlaşılmadığını bile bile kendini anlatmaya çalışması.

Yorgunum. Yol yorgunluğu var üzerimde. Bilmiyorum ne kadar yürüdüm. Aramızdaki mesafe ne kadardı. Kalbim sanki kıtalar arası bir koşudan gelmiş gibi atıyor. Sanırım biraz uyumalıyım.

Yada gitmeliyim. Ama nereye? Gecenin ayazı çaresiliğimi vuruyor yüzüme.
Gün doğmalı, sabah olmalı, yolu bulmalıyım....

BİRİ DAHA GELİR, YENİ BİR YOLA GİRERSİN

Ve girmeye çalıştığın her yoldan dönersin geri. Tuttuğun her eli bırakmak zorunda kalırsın. Ya yanlış insanlar gelir hep sana yada sen hep yanlış olanı seçersin. Konuşursun. Anla dersin. Anla ulan anla. Defalarca şans verirsin anlaması için ama anlamaz. Giden herkesin de bahaneleri vardır. Onlar olmadan asla gitmezler.

Ulan ben mi girdim sizin hayatınıza ben mi aşka davet ettim? Siz geldiniz, siz ettiniz.

BAHANELER

Tam da ona aşk demişken. Orda kopar. Onun da işi vardır, uykusu vardır, falan filan işte. İnanırsın sonuçta bir öncekine olduğundan daha anlayışlı davranırsın. Sabredersin. Tuttuğun o eli de bırakmak istemezsin. Ama bir bakarsın ki hiç haketmediğin sözler duyarsın. Bahaneler uydurur. Kılıf giydirir gidişine. O da 'benim hayatım karışık, seni sürükleyemem' der. O da yalan söyleyerek gider.

Bahaneleri olana adam demiyorum ben. Dürüstçe söylemek varken neden bahane?

Ve sonra Susarsın. Ona da susarsın. Bu kez daha az acır canın. Aynı şey olmasa da bahaneler ortaktır her aşkta. O yüzden gidenlere birşey dememeyi öğrenirsin. Gtmek isteyen gidecektir. Ki gitmek istiyorsa gitmelidir. Zorlamamayı öğrenirsin zamanla, peşinden gitmemeyi. Bırakmayı. Vazgeçmeyi.

MESELE SEN DEĞİLSİN

Mesele sen değilsin anlıyor musun? Mesele geçmişteki de değil. Mesele benim. Her yenilgide eksiliyorum anlıyor musun?yeniliyorum. Her yenilgide kendimden uzaklaşıyorum. değişiyorum anlıyor musun? Kırılıyorum. Kırıldıkça kırıyorum. O kırıklar içimi kanatıyor. Parçalanıyorum. Ruhum yaralandı anlıyor musun? Hayallerim yok oldu.Yaralı bir kuş düşün. İyileştiriyorsun önce. Sonrada tekrar yaralıyorsun aynı yerden. O kuş artık uçabilir mi? İnancından vurulanlar bir daha inanamaz anlıyor musun? İnanamaz.

İnsanlar hep geleceğe dair planlar yaparlar ve bol keseden sözler verirler. O insanlardan olmayın asla. Söz söylüyorsanız da arkasında durun. Çünkü; kişilikli olmak bunu gerektirir. Aksi türlü siz karaktersiz olursunuz. Karaktersiz demek de belli bir kişiliği olmayan, her yerde farklı konuşan, yalancı, yalaka vs. birçok kelimeye kapsayan geniş çaplı bir sözdür. Yaşamak istemediğiniz şeyleri yaşatmayın. Unutmayın ki hayatın intikam almak gibi bir huyu vardır. Ektiğini biçmeyen yok. Kötülük ekip iyilik biçemezsiniz. O yüzden iyi şeyler bırakın insanların aklında. Ah alırsanız size gelecekte vah'ı kalır. Keşkelerle dolu bir gelecek mi? Keşkesiz bir geçmiş mi? Bunu kendinize sorun bir kalbi kırmadan önce. Sizi gerçekten seven insanları bahanelerle yanınızdan uzaklaştırmayın. İnanın yerleri dolmaz. Bunu bir çok insan yaşamıştır. Hayatınızın geleceği sizin elinizde, elinizdeki iyi insanları hıslarınız uğruna kaybetmeyin. Karşınızdaki insanları kalplerine göre yargılayın. Size gerçekten güvenen insanları yarı yolda bırakmayın. Çünkü; o insanların ahı gideceğiniz her yolsa katşınıza çıkar. Bunun bilincinde yaşayın duyguları. İki günlük kelebeğimsi duygularla geleceğe dair hayal kurdurmayın kimseye. Çünkü; yıkılan hayaller ruhu ezer ve yara alan ruh iyileşmez kolayca.

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Bir hatipte mutlaka olması gereken özellik sence nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.