'An' diyorum...
Yitip giden geçmişten ve meçhul gelecekten bizi sıyırıp farkına vardığımız zaman dilimi...
Hatırlıyorum Facebook yeni çıkmıştı... Bir yerlerde okuyup sonra yaşam biçimim haline getirdiğim 'carpe diem' yazısını profilime yazmış ve daha sonra o günü 'milad'ım saymıştım... Ânı yaşamak, yaşam biçimim haline getirmek kolay olmadı elbette. Küçük küçük adımlarla kurduğum dünyamda hep hatırlattım kendime 'ânı yaşa Şeyma'
O 'an' dediğimiz şey, bana yavaşlamayı öğretti zamanla... Yeri geldiğinde kabuğuma çekilmeyi, yeri geldiğinde kabuğumu çatlatip gün yüzüne çıkmayı...
Düştüm, kalktım, koştum, yoruldum, korktum, duruldum ama öğrendim gerçekten 'yaşama'yı...
Yalnızlığımı, yalnızlığımla içtiğim çayı, kahveyi, gezdiğim yeri, gördüğüm manzaraları çok sevmem de belki bu yüzden... O çok kıymet verdiğim 'an'lardan...
Demem o ki;
Bir yürüyüşe çıkmayı,
Bir filmi izlemeyi,
Bir giyisiyi giymeyi,
Bir kahve içmeyi,
Ya da ne bileyim sadece dinlenmeyi...
Ertelemeyin...
O 'an' yapın...
'Anı yaşayın'.
Temizlik bekleyebilir ama 'an' beklemez...
O yüzden siz ne olursa olsun 'an'da kalın.
Ve bunu kendinize ne olur hep hatırlatın...
Sevgiyle Kalın