Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Anabolu ve Palamut (Palamuda) kaleleri de karadan ve deniz - Sözümoki
02 Ocak 2025, Perşembe 18:38 · 6 Okunma
Anabolu ve Palamut (Palamuda) kaleleri de karadan ve denizden âsilerce kuşatılmıştır. Uzun bir süre dışardan yiyecek yardımının sağlanamaması nedeniyle açlık baş göstermiş ve halk çok zor günler geçirmiştir. Yardım gelmeyince hayvan leşi ve pabuç köselesi yiyerek hayatta kalmaya çalışmışlardır. Fakat birçoğu açlıktan ölmüştür. En nihayetinde bu ağır şartlara daha fazla dayanamayarak bir mukavele ile kaleyi Rumlara teslim etmek zorunda kalmışlardır. Bunun üzerine âsiler 20 Aralık 1821’de Palamut Kalesi’ne, 27 Aralık 1821’de de Anabolu Kalesi’ne hücum etmişlerdir. Es’ad Efendi, hücum eden bu âsiler için “a’day-ı dîn” (dinsiz düşmanlar) tabirini kullanırken, onlar için şu Arapça duayı paylaşmıştır: “demmerahumullâhu te’âlâ bi-rummetihim ebede’l-âbidîn.” Yani manası, Allah Teâlâ onların topunu sonsuza kadar yok etsin. Müslümanların evlerine zorla girerek bütün mal varlıklarını yağmalamışlardır. Müslümanlara türlü eziyetlerde bulunmuşlardır. Yapılan anlaşma gereğince 2.500 kadar Müslümanın sadece üstlerindeki elbiseyle birlikte 10 adet Çamlıca gemisine bindirilerek Kuşadası sahiline nakline izin verilmiştir. Rum eşkıyalar bu yolculuk esnasında herhangi bir eziyette bulunmamışlarsa da Kuşadası sahiline ulaşıldığında ahalinin hepsini soyup üryan bir şekilde orada bırakmışlardır.

Rum İsyanı’nın başlamasıyla birlikte Atina da 7 Mayıs 1821’den itibaren âsiler tarafından kuşatma altına alınmıştır. Nüfusu 6.000 olan Atina’da yaklaşık 2.000 Türk yaşamaktadır. Rumlar teslim olunması koşuluyla Türklere zarar verilmeyeceğini bildirseler de teslimiyet sonrası katliam yapmışlardır. Katliamdan kurtulmayı başarabilenler ise İzmir ve Eğriboz’a sevk edilmiştir. Kuşatma esnasında Atina sokakları kızıla boyanmıştır. Çoğu sivil ve hepsi de silahsız olan Türklerin üçte biri öldürülmüştür. Geride kalan çocuk ve kadınlar esir alınmış veya köle olarak satılmıştır. Bir tek Rum bile onlara yardım elini uzatmamıştır. Bu katliam olaylarından sonra Mora’daki şehirlerin, surlar dışında başı kesik cesetlerin çürümesinden meydana gelen bir koku ile sarıldığını, başıboş köpekler ve vahşi kuşların cesetleri parçaladığını, ölü dolu kuyulardaki suların zehirlendiğini, bu nedenle veba salgının baş gösterdiğini vurgulamıştır. Her tarafta, açlıktan iskeletleşmiş ve korku içinde bulunan Müslüman genç kız ve erkek çocukların inlediğini belirtmiştir. Yaşanan bu acı hadiselerden sonra gerek Mora’dan gerekse Atina’dan İzmir’e göç etmek zorunda kalan Müslüman ahali Padişahın merhametine sığınmıştır. Nitekim bu durumdan haberdar olan Sultan II. Mahmud, muhacirlerin temel ihtiyaçlarının karşılanması için nakdi yardımlarda bulunurken, aynı zamanda uygun mahallere yerleştirilmeleri için de Kuşadası ve İzmir muhafızları ile Aydın ve Saruhan mütesellimlerine emirnameler göndermiştir.

Âsi Rumların icra ettikleri katliamdan kurtulmayı başarabilen Mora Müslümanları, başta İstanbul ve Batı Anadolu sahilleri olmak üzere daha güvenli yerlere göç etmeye başlamışlardır. Onları taşıyan tekneler, Suluca, Çamlıca gibi adalara ait eşkıya tekneleri olduğundan birtakım olayların yaşanması da kaçınılmaz olmuştur. Katliamlardan kurtulmayı başaran Müslümanlar bu kez yolculuk esnasında türlü eziyetlere maruz kalmışlardır. Kadınların üstleri soyularak altın eşya bulmak için üzerleri aranmış, kurtulmak için denize atlayan bazıları suda vurularak öldürülmüş; çocuklar, denize atılarak boğdurulmuş; yavruların ise, annelerinden koparılarak kayalara çarpmak suretiyle canlarına kıyılmıştır. Dolayısıyla türlü eziyetlerle dolu bu denizaşırı yolculuğu da sağ salim atlatmak kolay olmamıştır.

İstanbul’da bulunan Mora muhacirlerinin ev kiralarına dair bir liste tespit edilmiştir. Listede, 12 aile reisinin ismi, mahallesi ve kira parası verilmiştir. Örneğin Keçeci Pîr Mahallesi’nden Emine Hanım’ın ev kirası 60 kuruş; Horhor’da ikamet eden Hafız Hüseyin’in ev kirası 60 kuruş; Hatice ve Azize hatunların ev kirası 30 kuruş olarak kaydedilmiştir. Dolayısıyla Mora muhacirlerine ait 12 evin kira bedelinin 15 ilâ 60 kuruş aralığında değiştiği görülmüştür. 12 evin toplam kira bedeli ise 480 kuruş olarak hesaplanmıştır. Suriçi’nde ve Eyüp civarında kiralanan evlerin kira ücretlerinin İstanbul ve Eyüp kadıları marifetiyle muhacir ailelerine verildiği88 görülmüştür. Ayrıca Mora muhacirlerine ev kirası olarak verilen paradan harç alınmaması emredilmiştir. Bu hanelerde zaman içerisinde ortaya çıkan problemlerin de yine devlet eliyle çözülmesine çalışılmıştır. Örneğin, Mora muhacirlerinden Ayşe Hatun’un Atik Ali Paşa Mahallesi’ndeki hanesi tamir edilmiş ve bu işlemden doğan masraf devlet bütçesinden karşılanmıştır. İşe ihtiyacı olan muhacirlerin çeşitli alanlarda istihdam edilmesine çalışılmıştır. Örneğin, Mora muhacirlerinden İbrahim Ağa’nın Bölükbaşılık’ta istihdamı, Mora muhacirlerinden ve Aksaray sakinlerinden Mehmed Rıfat Bey’in Şehremaneti›nde istihdamı, Mora muhacirlerinden Ahmed Ağa›nın gümrükte istihdamı sağlanmıştır. Mevcut işlerinden bir sebeple uzaklaştırılmış olan ve bu nedenle ekonomik sıkıntı çeken bazı muhacirler de sadarete arzuhal yazarak yeni bir iş talebinde bulunmuşlardır. Örneğin, Mora muhacirlerinden olup Üsküdar’da ikamet eden Ayşe Hatun’un eşi Mahmud Ağa, kavaslık mesleğinden uzaklaştırılmış olduğundan geçim sıkıntısı çekmeye başlamış ve uygun bir işte istihdamını talep etmiştir. Mora muhacirlerinden Şerife Naile Hatun, İzmir’de yaşayan ve geçim sıkıntısı çeken oğlu Salih Ağa’nın liyakatine göre bir işte istihdamını talep etmiştir. Mora muhacirlerinden İbrahim Ağa, bir süre vüzerâ-yı azâm dairelerinde ve müdürlük hizmetinde çalıştıktan sonra boşta kalmış ve geçim sıkıntısı çekmeye başlamıştır. Bu nedenle Pirlepe veya başka bir kaza müdürlüğünde istihdamını talep etmiştir. Uzun bir süre Tırhala Sancağı taşra bölükbaşılığı yapan Mora muhaciri Ali Ağa ise, hastalığı nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Fakat yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle tekrar uygun bir memuriyette istihdamını talep etmiştir. İstanbul dışında Batı Anadolu sahillerine de önemli miktarda muhacir gelmiştir. İzmir Muhafızı Hasan Paşa ile Kuşadası Muhafızı Mustafa Reşid Paşa, muhacirlerin sorunlarıyla yakından ilgilenmiştir. Gelen muhacirlerin İzmir, Manisa, Aydın ve havalisinde uygun yerlere yerleştirilmesine çalışılmıştır. Muhacirlerin bazıları hali vakti iyi olan Müslüman ailelerin yanına, bazıları da isyan sırasında Anadolu’yu terk eden Rumların evlerine yerleştirilmiştir. Muhacirlere, devlet tarafından para yardımında bulunulmasının yanı sıra onların yiyecek, giyecek gibi temel ihtiyaçları da karşılanmıştır. Anabolu Kalesi’nde katliamdan kurtulan kadın, erkek ve çocuk 2.500 kadar Müslüman, Çamlıca ve Suluca adalarına ait on adet tekneye bindirilerek Kuşadası sahiline çıkarılmak üzere kaleden ihraç edilmiştir. Teknelerden sekiz tanesi Kuşadası sahiline, iki tanesi de Sakız Adası’na ulaşmıştır. Kuşadası’na ulaşan muhacirlerden bir kısmı öldürülmüş, geride kalanlar ise soyulmuştur.

Türkler, Müslümanlığı kabullerinden önce Türkçe isimler kullanırken, Müslümanlığı kabul ettikten sonra zamanla eski Türk adları yerine Arapça isimler tercih etmeye başlamışlardır. Nitekim 15. yüzyıl tahrir defterlerinde Türkçe isimlerin ağırlıkta olduğu, 16. yüzyıl ve sonrası tahrirlerde ise Türkçe isimlerin pek fazla kullanılmadığı görülmüştür. İncelediğimiz iki nüfus defterinde ise Mora muhacirlerinin 107 adet farklı isim kullandığı tespit edilmiştir. Ancak bunların çoğu bir veya birkaç defa kullanılmıştır. Sadece bir defa geçen isimlerin sayısı 49’dur. Burada, sadece deftere kayıtlı kişinin kendi ismi esas alınmış, aile isimleri dâhil edilmemiştir. Bu isimlerin kişi sayısına göre dağılımı aşağıda yer alan tabloda olduğu gibidir.

Mehmed 205, Lütfi 3, Hamid 1,Mustafa 180, Mercan 3,Harun 1, İbrahim 124, Ramazan 3 ,Hulisi Aldülfettah 1, Ahmed 119, Said 3,Hurşid 1,Ali 83, Zekeriya 3 ,İbiş 3 ,Hüseyin 80 ,Receb 2, İskender 1, İsmail 73,Abdulkadir 2,İslam 1, Hasan 69, Abdulkerim 2, Kamber 1, Yusuf 62, Abdülcabbar 2, Maksud 1, Mahmud 55, Abdülgani 2,Mehmed Ahmed 1, Süleyman 40, Derviş Ali 2, Mehmed Emin 1, Osman 38,Ebubekir 2,Mehmed Salih 1, Salih 35, İdris 2,Mihal Hüseyin 1, Ömer 23, Mehmed Ali 2,Mihal Mehmed 1,Abdi 17, Memiş 2, Muharrem 1, Arif 13, Numan 2,Murtaza Mahmud 1, Abdullah 10,Resul 2, Murtaza Mehmed 1, Yahya 10, Reşid 2,Murtaza Yahya 1, Halil 9, Seydi 2, Nazif 1, Hızır 8, Tahir 2, Niğmedullah 1, Cafer 6, Veli 2, Sami Mustafa 1,Murtaza 6, Zeynel 2, Sefer 1, Musa 6, Abdurrahim 1, Selim 1,Selim 6, Abdurrahman 1, Seyyid Osman 1, İsa 5, Abdülbaki 1, Sinan 1, Bekir 4, Abdülhalim 1, Süleyman Hüseyin1 ,Derviş 4, Ahmed Bayram 1, Şakir 1, İlyas 4, Aziz Ali 1 ,Tahir Halil 1, İshak 4, Bayram 1, Talib 1, Kasım 4, Edhem 1, Tayyar 1, Murad 4, Emin 1, Tevfik 1, Şerif 4, Eyüb 1,Vesil 1, Yakub 4, Eyüb Ahmed 1, Veysi 1, Feyzullah 4, Habib 1, Zafer 1, Abdülkadir 3, Hacı Mehmed 1, Zülfikâr 1, Hamza 3, Halim 1dir.

Mora Muhacirlerinin Meslekleri : Gündelikçi 165 Etıbbadan214 2 Kiracı 19 Manav 2 Rençber 17 Mektep Hocası 2 Çoban 16 Topçu 2 Hizmetkâr 15 Topçubaşı 2 Bakkal 13 Balıkçı 1 Berber 9 Gündelikçibaşı 1 Terzi 7 Hallaç215 1 Kahveci 5 Hamal 1 Ticarette 5 Hattat 1 Çavuş 4 Hırdavatçı 1 Duhancı216 4 Kasap 1 Kapudan 4 Katırcı 1 Usta 4 Kâtip 1 Pabuççu 3 Kebapçı 1 Bahçıvan 3 Kitabetle meşgul 1 Hasırcı 3 Kuyumcu 1 İmam 3 Müezzin vekili 1 Tablakâr217 3 Naîb 1 Cerrah 2 Palamut aşçısı 1 Enfiyeci218 2 Palamutçu çırağı 1 Hafız 2 Sekban 1 Kapıcı 2

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
İzciler hakkında ne düşünüyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.