insanları küçük görmez. Yaptığı her ibadetin sonunda ve elde ettiği her nimetin önünde, rabıta ile nefisini muhasebeye çeker, kontrol eder. Buna devamlı rabıta hâli denir. Bu hâli elde etmeye çalışmalıdır. Bunu başaran kimse gerçekten büyük bir saadeti ele geçirmiş olur.
-----------------
RABITA İLE İLGİLİ EDEPLER
-----------------
Mürid, mürşidini Allah ile kendisi arasında güvenilir bir rehber görmelidir. Onun Allah rızasına giden yolda en güzel bir vasıta ve vesile olduğunu unutmamalıdır.
Mürşidin uzaktan feyiz vermesi, kalplere tasarrufta bulunması Allahu Teala’nın kâmil velilere verdiği özel bir yetkidir. Allahu Teala velisini seven ve gönlünü onun gönlündeki nura bağlayan kimseye çok özel ikramlarda bulunmaktadır. Buna uzaklık mani değildir. Bunun örnekleri çoktur.
Mesela, Veysel Karanî Hz.leri Resûlullah (s.a.v) Efendimizi hiç görmediği hâlde muhabbet ve ruhaniyet yoluyla kendisinden özel terbiye ve feyiz almıştır. Efendimiz (s.a.v) onu ashabına anlatmış, ismini vermiş, sıfatlarından bahsetmiştir. Ayrıca Hz. Ömer ile Hz. Ali’ye onu ziyaret etmelerini emretmiş ve onlara şu tavsiyede bulunmuştur:
"Onunla karşılaştığınız zaman sizin için istiğfar etmesini isteyin ki Allah sizi affetsin"35 işte bu hâle temiz ruhların tanışması, kaynaşması ve yardımlaşması denir. Zaten rabıta birbirini seven ve özleyen ruhların buluşmasından ibarettir.