Arkadaşlık
Hep şöyle söylerler "ailemizi seçemeyiz ama ailemiz olacak arkadaşlarımızı seçebiliriz." bu seçimlerin bazıları çok güzel bazıları ise kötü tercihler olabiliyor. Peki hangisinin doğru hangisinin yanlış seçim olduğunu nasıl anlayacağız? Bu konuda araya zaman, yaşanmışlıklar ve yaşanılacaklar giriyor. Diyelim ki bir insanla 5 senedir dostsunuz hiçbir şekilde aranızda en ufak bir tartışma geçmemiştir bir anda bir olay patlar. Siz veya karşınızdaki insan bir hata yaparsınız, bu hata yüzünden bir süre boyunca aranıza uzun mesafeler ve keskin soğukluklar girmiştir. Bu soğuk rüzgarlı dönem içerisinde hanginiz barışmak için bir adım öne geliyorsanız, bu arkadaşlığa önem veriyorsunuz demektir. Örneğin;
Karşınızdaki insan size adım atma gereğinde bulundu ve sizinle konuşmak için uğraşmaya başladı. İşte bu insan, sizi ve dostluğunuzu önemsiyor demektir.
Şimdi diyeceksiniz ki "Adım atmayan taraf önemsemiyor mu yani?" bu konuda da size şunu söyleyebilirim. Gerçekten önemseyen ve umursayan bir insan karşı tarafın mesaj atmasını beklemez, aradaki küslük, kırgınlık veya öfke ne boyutta olursa olsun ortamı ısıtıp buzları eritir, eritmeye çalışır. Kusura bakmayın ama hiçbir halt yapmayan bir insanın ben gerçekten önemsediğini düşünmem. Zaten iki taraftan biri bu kopukluktan sonra yine bir değişik davranıyorsa, siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın artık o arkadaşlıktan ne hayır gelir ne de huzur. Bu olayın aynısı bizzat yaşandı ve onaylandı.
Benim her yerden farklı farklı arkadaşlık ilişkilerim her zaman olmuştur, bütün arkadaşlarıma da hep değer veririm. Aralarından birisi ile her hafta sonu buluşur, sürekli eğlenceli aktiviteler yapardık. Günün birinde aramızda moralimi çok fazla bozacak bir olay yaşandı ve bu olayı defalarca tekrarlamasına rağmen, hep ben arkadaşlığımızı ayakta tutmaya çalıştım. Neyse, bu kişi hatasını anladı ve özür diledi. Bu özürden sonra da ben bu arkadaşımı affettim. Ama bu olaylardan sonra bir daha asla eskisi gibi olamadık. Çünkü aramızda sürekli sorun çıkmaya başladı. Sorunda şu: Güvensizlik, birbirimize laf atmak veya kafada kurup karşıdakine sen böylesin, böyle yaptın demek(kafada kurma olayını da sürekli arkadaşım yapıyordu. Yapmadığım bir şey için suçlanıyordum). Neyse, 1 ay kadarlık bir süre içerisinde aramızda hiçbir şekilde sorun çıkmadı ve uzun süre sonra, ben bu arkadaşıma "kanka gel hadi buluşalım" dedim. Buluştuk, gezdik aramızda yine hiçbir sorun yoktu ve çok eğlenmiştik. Bu buluşmadan 2 gün sonra hiçbir sebep yokken (bana göre hiçbir sebep yok) numaramı sildi.
Yani diyeceğim o ki karşınızdaki kişi isterse 1 haftalık, isterse 1 yıllık, isterse de 10 yıllık arkadaşınız olsun. Aranızda herhangi bir kopukluk olduktan sonra birbirinize daha yakın ve sıkı olabiliyorsanız. Aranızdaki dostluğu hiçbir güç, hiçbir yaşanmışlık kıramaz ve yıkamaz. Yaşanan kötü olaylardan sonra karşınızdakine hala kırgınlık, soğukluk hissediyorsanız ve eskisi gibi olamayacağınızı düşünüyorsanız, o kişiyle güzel bir dille konuşun ve arkadaşlığınızı bitirin. Eğer karşınızdaki kişi size hala soğuk veya kötü davranıyorsa, o kişiyi ne kadar seviyor olursanız olun. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının farkına varmanız ve yolunuza bakmanız gerekiyor. "Zamana bırakayım, belki düzeliriz." diye düşünmenin ne anlamı ne de önemi var. Sizi yanında isteyen kişi, zaten sizi üzecek bir davranışta ve harekette bulunmaz. Yaptığımız seçimlerin bazılarında yüzümüz gülerken, bazılarında da sırtımızdan hançerle vurulabiliyoruz. Bu da hayatın bize bir oyunu.
Umarım seçtiğiniz kişiler, size iyi bir dost ve iyi bir aile olabilir...