Arzuhâlini dile getir,
Kitaplar sana şifa olsun,
Memleket olsun.
Arzuhâlini dile getir,
Sözcükler öğüt olsun,
Suskunlar ağıt...
Arzuhâlini dile getir,
Vakitsiz geçen zaman, zamansız olsun.
Arzuhâlini dile getir,
Gözlerden düşen sadece yaşlar olsun.
Arzuhâlini dile getir,
Gönlünden fışkırırcasına düşen ahlar olsun.
Arzuhâlini dile getir,
Hâlinden bir sebep olsun.
Hâlin başka adıdır,
Hâlin son hecesidir...
Arzuhâl.
Arzuhâl hüzne aşıktır,
Âşıktır arzuhâle gözler.
Bir bahçenin bahârıyla neşelenir,
Ve hüznü ile döker yapraklarını.
Sükûtu ile bekler kış bahârını,
Arzuhâl bahçesinden gönül bahârı.
Arzuhâlini dile getir,
Edeple bilinir.
Edebe aşıktır ruhlar bilir misin?
Belki de sabır denizinden gelir bu sezgiler.
Uvzun kıymeti bilinmesi için var edilmiştir zincirler.
Arzuhâlini dile getir.
Usulsüz vusûl olur mu hiç.
Usûlü olmayan kendini bilir mi hiç.
Kendini bilmeyen arzuhâlini söyler mi hiç.
Arzuhâlini dile getir.
Derler ki avuç içinde duran,
Karada kuru yapraklar.
Bir gün göç ederler.
Göç ettikleri yerden geri dönerler.
Senin için sana sürgünler...
Ve bundandır,
Ve bundandır ki yeniden küllenirler...