Biz neyiz ki tavrımız ne olsun, fikrimiz ne ki tavrımız o olsun? Ya da pahasız kafiyenin ötesine geçelim. Değişim dediğimiz ruhumuzla kabul buluyor mu? Ya da bunun sebebi nedir? Bize ilham mı yoksa vehim bir huzursuzluk mu vaat ediyor? İnsanlar değişimin ne kadarını elde edebiliyor, elde ettiğinin ne kadarı doğru idrak ediliyor? Bunun gibi binlercesi evhâmı bir ruh nasıl kaldırabilir? Ruhuyla işkencesiz bir sulh isterdi itikâdının ışığında. Yine de evham, yine de soluksuz bir ömür, soluksuz bir ölümden daha yeğ değil.