Bulutlar arasında sıkışan ve unutulmaya yüz tutmuş şefkatler yağmur olup bir aksa.
Vefasızlık ve nankörlük çöllerinde kuruduğumuz yeter artık.
Şefkat sellerinde boğulmaya ihtiyaç var.
Zor olan bu dünyada nefes almak değil, zor olan sadece ben diyen insan topluluğu ile beraber aynı havayı solumak. Her gün yaşadıklarım ya da gözlemlerim insanlığımdan utanmama sebep oluyor. Bu toplum hangi ara bu hale geldi? Nereye kayboldu insani duygular? Aslında İnsanlar için en büyük tehlike gene yanıbaşındaki insanlar. Boşverin koronayı, doğal afetleri. Siz kendinizi nankör ve vefasızlar ordusundan koruyun. Hiçbir tehlike onlar kadar can yakmıyor çünki. Bazen tek ihtiyacın içten gelen bir dua yüreği ısıtan, ruha dokunan, sana yakışan. Ey insanoğlu kendini zengin hissetmek istiyorsan sahip olduğun para ile satın alamayacağın şeyleri düşün; sağlık gibi, sevgi gibi.
Demir atacağın limanı iyi seçeceksin bu hayatta. Sakin diye güvenle yanaştığın kıyı gün gelir dev dalgalara seni gömen sonun olur. Sen ne dersin? Yüreğinin sesi mi? Mantığının çizdiği yol mu? Mesele liman seçmek mi? O limanın kendisi olabilmek mi?
Yüreğindeki berraklığı çevrendeki çamurun kirletmesine izin verme.
Gerçek bir erkek güzel kadın peşinden değil, hayatını güzelleştiren kadının peşinden gider.
Asil bir kadın ise paralı ve yakışıklı erkeği değil, merhametli ve değer veren bir erkeği seçer.