Her gün eksiliyor anılar, terk ediyor bedenimi. Unutulmaz dediklerim unutuluyor. Unutulanlar olarak nitelendiriliyor. Ama o duygunun heceleri yıldız gibi yükseliyor. Bu bir tutkuydu. Attığım her adımda iz bırakıyordu. Kar tanesi gibi yağsada içinde iz bırakan yoktu. Onu o izlerle takip edemiyordun. Umudun da tükenmez di bilirdi bir kar tanesi onu mutlaka bulacaktı. Rüyalar yaşanılmıyorsa yaşanılanlarda zor unutuluyor, birgün bunları unuttuğunda da kendinle gurur duyarsın. Maviş bulutlar bir tek seni hatırlatıyordu bana. Sendin o unutulmayan kar tanesi hiçbirşey sen gibi olmuyordu. Sana yazılan ona mektup postalanmayı hak etmiyordu çünkü sen gönderilenleri unutmuştun. Onlarda unutulmaya bekliyordu ıssız bir odanın içinde. Kapıyı araladığında bir masa , kalem ve mürekkep kullanılmayı bekliyordu. Yazmak dert anlatıyordu anlayanın kağıdın oluyordu. İçin ağlasada kalemi tutarken hızlı hızlı yazılırdı düşünceler, asla inmezdi o kalem alçalmadan düm düz anlatırdı hislerini. Yağmur damlaları dökülürdü gözlerin den kağıda iz bırakmak için. Yıprandı kâğıt ama o bile dayanırdı bu yağmura. Aşk'a bir tek ben dayanamıyorum. Dayanıcağım kadar unutamadımda ondan .
SADECE YAĞAN SAĞANAKTA YÖNÜMÜ kaybetmiştim.
Bu nedenle dayanamıyordum çünkü KENDİMİ ARIYORDUMM..