Geçmişten bu yana ülkemizi her durumda müdafaa eden kahraman kadınlarımız olmuştur. Aklımıza gelenlerden ilki; bilindiği üzere 93 Harbi sırasında Erzurum'da Aziziye savunmasına katılan, Rus işgaline karşı Erzurum'daki halk direnişinin simgesi haline gelen Nene Hatun... Milli Mücadele yıllarında, annesinin genç yaşta vereme kurban gitmesi sebebiyle öksüz kalan,albay olan babası ile birlikte cephe cephe dolaşıp 3 yıl boyunca mücadele veren Nezahat Onbaşı... Kurtuluş Savaşı'nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısı ile yer alan, zorlu kış şartları nedeniyle donarak ölen Şerife Bacı.. 1.Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde yanına 10 kadın da alarak savaşan, İzmir'in Yunan işgalinden kurtulmasında büyük katkıları olan Onbaşı Kara Fatma... Yine Kurtuluş Savaşı'nda erkek kılığına girerek kadın olduğunu kimseye söylemeyen, cephede kahramanca bir çok görev alan Halime Çavuş... Kınalı elleriyle, kundakta bebeleriyle, "Bebem anasız büyür de vatansız büyümez!" Diyerek cepheye mermi taşıyan daha nice kahraman analarımız... 90'lı yıllara, o kaosun hiçbir zaman eksik olmadığı dönemlere gelindiğinde en doğal hakkı olan başörtüsü ile meclise dişi bir aslan edasıyla giren Merve Kavakçı... Ve 11 Mart'ı 12 Mart'a bağlayan o gece... Ülkemizin en genç kadın bakanı, davasını savunmak üzere Almanya'dan Hollanda'ya hareket etti. Bu öyle büyük bir hareket, öyle kuvvetli bir adım atış oldu ki, ülke yönetimi ve kolluk kuvvetleri itlerini, atlarını, sopalarını alarak bir Türk Kadınından ne kadar korktuklarını belli ederek savunmaya geçtiler. Göğsündeki İman, damarlarındaki asil kan ile korkusuzca, başı dik bir şekilde insanlık yoksunu faşistlere karşı duran Sayın Betül Sayan, her türlü aşağılık muameleye rağmen geri çekilmedi. Ne pahasına olursa olsun umutsuzluğa, korkaklığa kendini kaptırmadı. Beşik sallayan eller, bir gece vakti Avrupa'yı da salladı.
Ben garip te Türk kadını Avrupa'yı titretirken, sabahın ilk ışıklarına kadar, bir an olsun televizyonun başından, Twitter'dan ayrılmadım. Bakanımız el memleketlerinde, faşizan zihniyetler ile mücadele ederken bana uyku haramdı. O anda elimden yalnızca twit atmak geliyordu. Bakanıma yalnız olmadığını, Avrupa'ya da Türk kadınının ne kadar vatanperver olduğunu göstermeye çalıştım. Ve tabii ki benim gibi yüzlerce kadın da o saatlerde aynı şeyi yapıyordu... İşte Asil Türk Kadını buydu... Ellerinde kınalarıyla, kundağındaki bebeğiyle, cepheye, meclise, Avrupa'ya gider, ne pahasına olursa olsun vatanını, davasını savunur... Hiçbir çılgın onlara zincir vuramaz, hiçbir muamele onları korkutamaz, davalarını savunmalarına engel olamaz.
Rabbim her çağda, bu kahraman, korkusuz Nene Hatun'ların ilelebet varlıklarını sürdürsün.