Uzun zaman sonra yeniden yazıyorum. Yazıyorum ama, yorgunluktan ve endişeden ellerim titriyor. Bu sebeplerden ötürü zaten kötü yazım iyice kötüleşiyor. Neyse, bir somut sebebin vesilesiyle yazıyorum bugün. Kağıda karalayacaklarımın değeri okuyanın göz tartısında belli olacak. Hangi haline denk gelirim bilmiyorum. Ya bir cevheri tavında döverek adam etmeye çalışan bir demir zanaatkarına ya da ince işçilikle en değersiz cevheri mücevhere çeviren sarrafına. Ilık bir müziğin ruhu ne kadar rahatlattığını sen daha iyi bilirsin ya, ben de bu rahatlığın verdiği öz güven ile sarrafın insafına bırakıyorum cümlelerimi. Sonsuz olan noktadır. Çünkü bir boyutu yoktur. Bizi üzen sevindiren bütün anılarımız aslında bir nokta ile başlar ve biz o noktalara boyut veririz.Böylece anılarımız bir şekle girer. Ya üzen anılardır bizi hırpalayan ya da sıcak bir tebessüm fazında yüzümüzü ısıtan tatlı anılar. Bizleri biz yapanda tam da budur çünkü anı dediklerimiz aslında bizim boyutlandırdığımız noktalardan ibaretler. Yani yorumlarımızın sonuçlarıdır. Bazen öyle noktalar vardır ki... Bir türlü boyutlandıramazsın. Çünkü "o" hayatında en çok önem verdiğin cümlelerden "birinin" sonuna gelmiştir. Unutmak istersin, hiç yaşanmamış olmasını dilersin. Hiç elinde erimeyen kar tanesi gördün mü?
Böyle zamanlarda gerçekten kelimeler ayaklarıma dolanıyor, kalemim ise titremekten bitap düşmüş oluyor. Yazarken öyle çok düşünmem normalde ama sana yazarken düşünmek zorundayım. Yanlış anlaşılmaktan yoruldum ve artık bende istemiyorum tıpkı senin gibi.Sessiz kalmak istiyorum ve öyle ki sadece susmak huzur veriyor artık. Sana yardım etmeyi cidden çok isterdim ama bariz bir şekilde hüsrana uğruyorum. Benim de bir kaybetme eşiğim var ve bu adam yere çok sarıldı. Bırak yardım etmeyi çoğu zaman canını bile sıkıyorum. En kötüsü de ne biliyor musun? Hayatta yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından bir kaçını yaşadım. En güvendiğim özelliklerimden biri kendini ifade edebilme özelliğimdi. Düşün ki onda bile batırdım.Artık yerimi gayet iyi biliyorum. İşim gereği uzun yolculuklara çıkma şansım oluyor ve düşünmek için harika bir otram benim için. Neden sorularıyla çok ateş ettim ruhuma.Biz seninle farklı dünyadan birbirine el sallayan iki insandan başkası dğeiliz. Aynı şartlar farklı yaşamlar ki bundandır başarısızlığımın dumanı. Yaşadıklarının altında ezilmiş kırılmış lâl bir kızsın, ben de kör ve güneşi görmeyi özlemiş bir adam. Ne sen bana güneşi gösterebilirsin ne de ben sana şiir okumayı öğretebilirim.Mutluluğun ise bir noktanın virgüle dönüşmesi kadar kolay. Sadece dile getirmen gerek.