Bazen gidenlerin arkasından döktüğün kaçıncı göz yaşıydı zaman?
Sayamaz insan nedense.
Gönül yaralı,yürek viran,akıl durmuş.
Doğrulukmu,
cesaretlikmi?
Oyununun üzerine kurulan bir kumar masasının etrafında,
Hayatın zamana karşı benimle oynadığı,
Bir rus ruleti ölümünün, yüreğimin tam ortasına bıraktığı acısıydı gitmek.
Umut mu, umutsuzluk mu?
Sorusunun avlusuna bırakılmış, acıdan donmak üzere olan bir ayrılığın tek cevabıydı umutsuzluk.
Bazen solgun bir unutma beni çiçeği gibi hisediyorum kendimi.
Adı her ne kadada unutma beni çiçeği
olsada,
Hep unutulan, anlaşılmayan, suskun bir çiçek oluyor.
Eski bir plağın cızırtısında zaman.
Kimsesiz mektuplar mezarlığındayım bu gün.
Bütün çaresiz kalmalarımdan mezar taşları yapıp,
Bütün mektupların üzerini örtmeye çalışıyorum.
Çalıştıkça öyle çok yoruluyorumki.
Hayat varya hayat
Çok geç kalmaların ülkesi.
Ben ise, çok yalnız kalmış bir şehir.
Çok acıyorum, yorgunum, kırgınım.
Öyle çok canım acıyorki,
Ayrılık mektupları yazıyorum,
Veda cümleleri döküyorum şimdi beyaz kağıtların üzerine.
Dökük bir hayatı kırgın yaşıyorum.
Her kırgınlık sonrası bir acı batıyor yüreğime.
Veda mektupları yazıyorum,
İnsanlara,hayata, zamana, kendime.
Herkes biraz acıdır kendine, herkes biraz hüzün.
Hiç bir şey güzel olmayacak artık.
Her geçen gün dahada kötüye gidiyor her şey.
Her geçen gün biraz daha büyüyor içimdeki bu umutsuzluklar.
Bazen, iki damla gözyaşıdır avuçlarında zaman.
Ağlamak,adına kaybetmek dediğimiz bütün duyguların acı bir çaresizliğiydi sadece.
Aslinda gitmek, benzemekti birkaç damla gözyaşına.
Hoşçakal, gözlerinden avuçlarına düşen bir damla gözyaşı kırgınlığı.
Zamansız bir ölümün,
O soğuk ve ürpertici morg sessizlikleri gibi,
Acı ve hüzünlüydü zaman.
Bazen insan, düştüğü yerden kalkmak isteyen güvercinin kanadındaki son çırpınışları gibi hisseder kendini.
Tıpkı benim gibi.
Sana sesleniyorum be zaman,
Bırak artık beni!
Düştüğüm yerde, kanımın son damlasına kadar kanatayım,
Şu iyileşmeyen yaralarımı,
Gazetelerin, üçüncü sayfalarında geçsin adım,
Flash! flash! flash!
Karanlık bir akşam üzeri, düştüğü yerde,
Yürek ve hasret kanamaları sonucunda düştü ve sustu!
Belkide o düşen zat
UMUTSUZDU!!!!!