Her şey senden çok uzak Havsa'm.
Bugünler, bu sâniyeler...
Kum saati gibi içimden akan bu hayaller.
Bu özlem içinde kaybolan Yüreğim!
Her cefâda seni aradığım boş bardaklarda,
Yine seni özlemekteyim.
Umûdumu kaybetmemek için seni andığım bu kelîmeler,
Ve hiç gelmeyen ölümler.
Ölümler, koca yürekli Sevdâm!
Ölüm bile benden çok uzak,
Belki de bir sâniye kadar yakın.
Sana kavuşmama ramak kaldı diyorum,
Sonra beni çekiyor bu koca dünya yeniden içine,
Kurtulamıyorum...
Elimi alsam, kolum kalır.
Kolumu alsam, ayağım...
Ayağımı alsam, yüreğim kalır bu insafsız dünyâda.
Arıyorum hasretle bakan gözlerini.
Geceleri benim için ağladığın o mahmur bakışlarını.
Çektiğin acıları anımsıyorum hayâlimde.
Artık acılar bile çekilmiyor Sevdâm!
Bu fânî dünya olmuş yalan.
Bu ruhum yapayalnız ve de çok anlamsız,
Anlayamayan bu ölümlere karşı, kuralsız...
Usul usul izliyorum olan biteni.
Ne bir kavga son buluyor,
Ne de bu hırçın ruhlar.
Şeytan dalgaları, amelleri aşmış.
Ne uyuyor ne uyumuyor,
Sağ tarafından üflüyor.
Her ânın altında bir inlik aramakta olmuş,
Bu bedenle yaşayan insanlar.
Kaderim, bize kattı bu el sözünü,
Ve asla dindiremediğim bu uç özünü,
Bedenimin yere çakıldığı bu fânî sözü,
Baktım, uzaklaştım ve yıkıldım,
Bu ellerin gözü...