Nefesim!
Bana uzun bir bahar borçlusun.
Bulut dolusu damla borçlusun,
Damlalarımı geri ver ne olursun.
Bilirsin ki sensiz açmaz siyah güllerim,
Bana uzun bir bahar borçlusun.
Şimdi yangınlı bir çimen var karşımda.
Öksüz, yetim, garip bir hâli var.
Çalmışlar üstündeki çiçekleri Nefesim!
Yaralanmış ince damarları,
Nefesleri kesilmiş kökten,
O denli yaralı.
Yoksa sen misin alıp götüren bu kokuları.
Sen gittin, evren gitti.
Sen gittin, billur sesin gitti.
Sen gittin, her iç çekişimde kuşlar gitti.
Artık dâvam çok.
Tek başıma nasıl savaşayım Nefes!
Benim uzun bir bahara ihtiyacım var.
Kulaklarımı şenlendiren kuşlara ihtiyacım var.
Bana uzunca bir bahar borçlusun.
Sohbetinle müstehap sun be Nefesim.
Nazarlık takılsın gözlere,
Aman sakınsın dudaktaki hayâle.
Bedenimle ayrı düşmesin sesin.
Sulha koşsun yabancılar,
Tam bir gâlibiyet olsun bu hikâye.
Bana uzun bir bahar borçlusun Nefesim.
Soldan eğilir ağaçlar.
Damla damla katar da katar gönülleri.
Gönüllerinden kıssalar boşalır,
Ve sunarlar rengini.
Sevdâ yürekli insanlar gelmiş geçmiş içinden.
Hangisine rağbet etsin,
Bilememiş...
Çünkü seni daha önce görmemiş.
Bunun için bana uzun, upuzun bir bahar borçlusun.
Bahar içinde güzellikler borçlusun.
Hayâle and olsun demiştim.
Sen hayâle and içtiğim âhiretliğim, Nefesim!
Bana huzûru bahşeden bahar borçlusun.