Aslında gözlerine kanmıştım ben onun tatlı tebesümüne en çokta saçlarına o kadar benimsemiştim ben seni mesala ilk baştan anlatayım bir okul kayıt zamanındaydı ben otururken birden o geldi ögleden sonra sıralarıydı saçları hafif dalgalı beyaz bir tsört mavi bir kot pantolon ve pembe ayakabılar o zaman makyajda yapmamıştı tabi belliydi ilk orda tutuldum o gözlerine kandım tabi beni istemedi ama olsun o istemedikçe bende kulaklıktan hafif fısıldayan musa eroglu şarkıları çalarken bir anda gözümden süzülen yaş yanagımdan aşagı yavaş yavaş iniyordu hisede biliyordum o sa gıram umrunda degildi r taraftan sigaraya dert yanıyordum oda dayanamayıp yandı kül oldu aslında beni anlayan bu dünyada sadece o ama ben onuda isterken o gitti derler ya çok istersen kazanamasın diye bende birşeyi çok istiyorum diye kazanamıyorum ama bu başka bu ne çiçek kadar narin nede bir demir kadar sert ne bir papatya kadar guzel nede bir ot kadar çirkin
Devamı diğer hikayede =>