Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Başlangıcın Sonu - Sözümoki
02 Nisan 2019, Salı 20:33 · 600 Okunma

Başlangıcın Sonu

Tarih : 12 MART 2014

Barın girişinde oturmuştum. Bir yandan sigaramı içiyordum, bir yandan da canlı müzik sırasında söyleyeceğim şarkıları düşünüyordum. Kapıdan geçen kızların yapmacık hareketleri, oğlanlaın ise kızlara sarkmalarına alıştığım için pek takmıyordum. Tam ayaklanmıştım ki bizim güvenliklerle cebelleşen minik bir kıza takıldı gözüm. Yanına gittiğimde bana döndü ve az önce içinden çıkan canavardan eser kalmadı.

"Ya güvenliklere söyler misiniz beni içeri almıyorlar." dedi ve güvenliklere dönüp korkutucu bakışlar attı.

"Yaşın kaç ?" dediğimde tekrar bana döndü.

"Anlamadım ?" dedi tek kaşını kaldırarak.

"Yaşının kaç olduğunu sordum, ona göre yardımcı olabilirim." dedim ve elimdeki sigarayı yere fırlatıp söndürdüm.

"Şeyy, aslında, yani... 18'ime girdim." dedi çekinerek.

Tek bir el işaretimle güvenliklere döndüm ve kapıyı açtım. "Buyrun, geçin." dedim ve geçmesi için müsaade ettim.

Şarkı söylemekten kuruyan boğazımı temizledikten sonra yerime döndüm ve akşamın son performansımı sergilemek üzere yerime oturdum.
*"But bear this in mind,
it was meant to be."
Şarkı söylerken kendimi ona verirdim. O an yalnız başıma olduğumu hayal ederdim gözlerimi kapatıp. Ama bugün öyle olmasını istemiyordum, bugün içimde bir his vardı. Gözlerimi açmam için beni zorlayacak bir his..
Gözlerimi açtığım an gördüğüm gözler karşısında huzur bulmuştum. O gözler kapıdaki kıza aitti.
**"I'm in love with you,
and all these little things."
Şarkının sonuna geldiğimde gözlerim hala o kızdaydı. Gözlerim ona sabitlenmişti ve gözlerimi kızın üzerinden alamıyordum.
Canlı müzik faslı bitmişti ve artık burada işim kalmamıştı. Ayağa kalktım, bugün burdadaki son günümdü. "Görüşmek üzere, bu akşamdan sonra bu sahende yer almayacağım." dedim ve insanların 'ooo'lamalarına maruz kaldım. Her zamanki gibi içmek için merdivenlere yöneldim. Burası dardı ve buradan inmek oldukça zordu. Ve lanet olsun ki hem iniş hem çıkış buradandı. İnsanları ezmemek için yan yan inerken önüme dönmemle bi kız ile burun buruna gelmem bir oldu. Çarpışmıştık ve elimdeki şişe yere düşmüştü. Sinirle bana bakıyordu.
"Ne yapıyorsun ya yavaş olsana biraz !"dedi.
"Önüne bakması gereken sensin, duvara yapışık iniyorum zaten. Kusura bakma ama çekil önümden." dedim ve hafif omuz atarak yanından geçtim.
İçtim, içtim, içtim.
Durmadan içiyordum. Ama yaşananları kısa süreli de olsa unutmam için buna ihtiyacım vardı.
Omzuma dokunan elle irkilmiştim. Arkama döndüğümde gördüğüm yüz karşısında şaşkınlığımı saklayamamıştım. Bu kız her yerde karşıma çıkıyordu.
"Kendimi affettirmek için bir şeyler ısmarlayabilirim, ne dersin ?" dediğinde sarhoşluğun etkisiyle kafamı yerinde tutamadım. Sağa sola sallanan kafama aldırmadan konuştum. "Bana bi shot daha alsan fena olmaz hani güzelim." dediğimde bana baktı. Rahatsız olduğu her halinden belliydi.
"Bence ayılman için kahve alsak daha iyi olur." Dedi ve 2 kahve istedi. "Bu arada.. Seninle tanışmak istiyorum. Mümkün mü ?" Anlayamamıştım ama bu beni barda görüp benimle tanışmak isteyen ilk kız değildi. Fazla önemsemedim ve gülümseyerek "Tabii olur tatlım." Dedim kahvemden bir yudum aldıktan sonra.
"Ben Melina, ya senin ismin ne ?" Dedi ve kahvesini bitirip ters çevirdi.
"Ben de Buğra. Ama daha önce Melina ismini duymadım, anlamı ne ?" dediğimde bana baktı ve bu soruyu soracağımı biliyormuş gibi güldü. Güzel gülüyordu, gülünce gamzeleri ortaya çıkıyordu.
"İsmimin anlamı 'bal'. Bence güzel bir isim, ya sence ?" Dedi.
"Bal... Beni yalnız bırak ! Git burdan !" Bağırışlarım üzerine tüm gözler üzerimize gelmişti. Kız korkarak çantasını aldı ve kaçarcasına merdivenlerden çıktı. Sinirimi kontrol edemezdim ben, insanları kırıp dökerdim, incitirdim onları. Ama sonra yine pişman olan ben olurdum. Öfkemin nedeni de buydu ya...
Annemi bu yüzden kaybetmiştim. Benim yüzümden olmuştu. Bende anneme bal derdim. Ama artık bal yok, asla olmayacak.

-ŞİMDİKİ ZAMAN- / 12 Mart 2016

Asla, asla dememeyi öğrendim ben.
Kimden: Melina
"Mesaj : TARİH / 12 MART 2014
Seninle bugün başlamıştı hikayemiz.
Kanka olmuştuk çok yakındık. Birbirimizi tanımaya, hakkımızda her şeyi öğrenmeye başlamıştık. Sonra ilk iddiamıza girdik. Tabii kaybeden ben olmuştum. Sana sigarayı bıraktırmıştım, beraber gitmiştik. İnanır mısın en mutluvolduğum anlardan biri de oydu. Birinin iyiliği için bir şey yapıp mutlu olduğum an o gündü. Sonra çok yakın olduk. Sanki aynı insanlardık seninle. Ruh ikizi mi desem ruh öküzü mü desem bilemiyorum. Sen hangisini yakıştırıyorsan o. Hayatımda yer almasını istemediğim bir hata yaptım. Bilerek kendimi ölüme sürüklemiştim sanki. O'nu sevdim, ona aşık oldum. Hataydı işte. Sonra o gitti ve her şey bitti. Takvim yaprakları 21 Temmuz'u gösterdiğinde hayatımın böyle güzel değişeceğini tahmin edememiştim. En kötü zamanımda sana sığındım, sana güvendim, senin sevginle ayakta kaldım. Okyanus ve balık gibiydik seninle, bu artık asla değişmezdi. Balık okyanusta olmazsa yaşayamaz, balık olmazsa okyanus eksik kalır. Biz birbirimizi tamamladık. İnatçıyız, her huyumuz benziyor. Gerçekten birbirimizi bulmuş gibiyiz. Bazen kızdık, saydık savurduk ama yeri gelince koruyup kollamayı, sevmeyi de bildik. İyi ki seni bulmuşum iyi ki balık okyanussuz kalmamış. Ama okyanus bilmen gerek. Bu son yazım olsun sana, balık ölüyor artık. Yavaş yavaş tükeniyor. Okyanus eksik kalmaya alışmak zorunda. Ben ypkum bundan sonra ELVEDA."
Mesajı okuduğum an başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Melina böyle bırakamazdı beni, söz vermiştik. Ne olursa olsun asla bırakmayacaktık.
Asla, asla deme.
Melinaya ne kadar ulaşmaya çalışsam da ulaşamadım. Hiçbir yerde bulamadım onu. Artık veda vaktiydi. Gidiyordum. Son bir şey yazdım umutla ona. Bulursa tabii. Ben gidiyorum, elveda...

MELİNA'DAN
Onu bırakmak istemezdim, ama mecburdum onu terketmeye. Yanına gitsem de olmazdı, ondan ayrılamazdım. Ölüyordum, yavaş yavaş ölüyordum. Ölüp de onu bıraksam daha mı iyi olacaktı sanki. Her şekilde onu görmek zorundaydım, son defa sarılmalı, son defa öpmeliydim onu. İlk ve son defa..
Bende kalan yedek anahtarla kapıyı açtığımda burnuma gelen kötü koku karşısında kusmamak için zor durdum. Odalara bakıyordum hiçbir yerde yoktu. Son olarak Buğra'nın odasına bakacaktım ki kapı kapalıydı ve koku burada çoğalıyordu. Kapıyı açmaya çalışsam da beceremedim. Bahçedeki odunlardan birini alıp hızla eve döndüm ve kapıyı zorlamaya başladım. Sonunda açılmıştı.
"Hayır hayır ! Olamaz Buğra !" Boynunda iple beraber aşağıya düşmüş bir ceset vardı. O Buğraydı.
"Buğra uyan kendine gel, beni bırakma nolur Buğra !"
Siren sesleri iyice yaklaştığında kokudan kusmak üzereydim. Her yolu deniyordum, onu canlandırmak için elimden geleni yapıyordum. Ama olmuyordu uyanmıyordu. Sonsuzluğa uyumuştu.
xxxxxxxxxxxx

Saatler geçmişti uykusuz, perişan, yorgun ve onsuz. Balık artık istese de nefes alamazdı, okyanusu yok olmuştu. İzi silinmişti buralardan. Son kez Buğra'yı hissetmek istedim. Pijamalarımla berbat halde gecenin bir yarısı evden çıktım ve onun evine gittim. O bana bir şey söylemeden gitmezdi. Bana bir şey bırakmıştı buna emindim. Evin yarı açık olan kapısını itip içeri girdim. Koku geçmişti, ondan bir iz bile yoktu. Tüm çekmeceleri karıştırdım, hiçbir şey bulamıyordum. Son umut odasındaki yapay akvaryuma baktım. Orası bizim okyanusumuzdu, balık oradaydı. Ama artık okyanus kuru, balık nefessizdi.
Taşların arasında bir kağıt buldum. Hızla açtığımda içinde Buğra'nın bir yazısı vardı.
"Balığım,
Üzgünüm seni üzüyorum. Seni bırakmak istemezdim. Bu mektubu bulacağını da biliyorum. Çünkü biz aynıyız seninle değil mi ? Bak mesela güldün şimdi. Çok seviyorum seni, sayılamayacak yıldızlar kadar çok.. Beni bıraktın, elbet çabaladım sana ulaşmaya ama olmadı, okyanus yarım kaldı eksik kaldı. Yaşadığımı hissetmedim. Sen yokken nefes alsam neye yarar ki.. Şimdi sana olan sözümü bozup şerefimize bir tane sigara yakıyorum. O sigaranın yanışı benim yanıp gitmem gibi, hızlı ve öldürücü. Balığım, kendine iyi bak. Sana kimsenin zarar vermesine izin verme, kendini koru. Kalbini seni incitcek insanlara açma. Oradan seni korumaya çalışacağım. Ben seni çok sevdim. Öbür dünyada da seveceğim. Hep, her zaman. Söz verdiğim gibi. ELVEDA SEVGİLİM.
OKYANUSUN..."
O an her şeyi geri almak istedim. Onu bırakmasaydım, veda etmeyecekti bana. Bitmeyecekti nefesi. Her şeyin hatalısı benim. Ben yaptım, onu her bir kelimemle öldürdüm. Evet, bende öleceğim. Ya ecelimle ya da ellerimle öleceğim.
Gözlerimden kağıda düşen yaşlar yazıyı okunmaz hale getiriyordu.
Üzerimdekileri fırlattım ve Buğra'nın dolabından elime geçen kıyafeti giydim. Kokusu sinmişti bunlara. Onun gibi bahar kokuyordu, hayat, neşe, heyecan kokuyordu. Uyuyordum, ölene kadar uyanmak istemediğim bir uykuya dalıyordum...

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Bir hatipte mutlaka olması gereken özellik sence nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.