İnsanın kendini arayıp bu bataklığın içinde kimliğini ayrıştırdığını bile bile diğerleriyle benzer nitelikler taşımaya gayret ediyorlardı. Aynı şeyleri, aynı şekilde... Bazen delice yapıyorlardı. Yine de kökeni ahmakçaydı, filizi ahmakça, fidanı ahmakça ve ağacın kendisi bir ahmaklıktı. Gerçeğe bu denli yüz çevirmiş olamazlardı. Yanlış olanın yaptığı yanlış ders niteliğindeydi. Çünkü doğruydu, aslını istemsizce sunmuştu. Prioda'nın bataklığı tam aksi formda derinleşiyor. Düşünürün kusuru olan Dyuzsa'yı def ediyor kendi kurgusunda. Hissediyor bataklık aşağılık olanı, gitgide derinleşiyor ve yoğunlaşıyor. Koşuşturmaca başlayacak yakında, sonra insanlar arasındaki her bataklık hakkını alacak ruhlarından. Bataklık sorgulamaz, yanlış yapan yanlıştır. Paradoksal bir izahı yoktur onda. Madalyonun sadece iki yüzü vardır ve bunlardan birisi doğru olmak zorunda! Ama madalyonun kendisi bataklıkta gizliyken ne anlamı var?