Bir zamanlar sizi de sevmiştik, hatırlar mısınız?
Her gün Ay'ın evrelerinden en sevdiğim Dolunay gibi doğardınız gecelerime.
Gözleriniz Güneşten saçılan ışınlar gibi aydınlatırdı görüşümü.
Sakalınız en sevdiğim haliyle dokunulası dururdu,
Kıyamazdım dokunmaya velhasıl utanırdım da.
Elleriniz vardı bir de, tutmaya kıyamadığım
Tutarsam gözlerinize bakamayacağımdandır belki
Gerçi o gözlere ne zaman baksam kafamı yere eğmedim sanki.
Ya dudaklarınız bayım?
Konuşurken kapattığınızda sanki pamuklar değiyor birbirine.
Dokunsam eriyecekmiş gibi,
Sakallarınızın arasında kalmış bulutlar gibi,
Dudaklarınız bayım, hiç öpmediğim dudaklarınız.
Sizden ayrılamıyordum bayım.
Ayrılsam bile benimleydiniz.
Yürürken gölgem, uyurken düşümdünüz.
Yürüdüğünüz yerler bataklıksa çiçek açardı.
Kokunuz Ankara'nın olmayan denizinden gelirdi gemilerle.
Yanımda olmadığınız zaman bir şişede saklardım kokunuzu,
Siz gelene kadar bitmesinden korkardım.
Kızıl renginiz vardı bir de bayım.
Üzerinize giydiğinizde ideolojinizi yansıtan.
Fikirlerinizi korkmaksızın dile getirirdiniz.
Kendinizden emin duruşunuz bayım,
Bütün kızları yerlere sererdi fakat beni değil,
Ben göğe çıkardım sizi görünce, ayaklarım yerden kesilirdi,
Hele gözleriniz değince gözlerime…
Utanıyorum bayım, anlattırmayınız.
Şimdi ne desem faydasız bayım, yoksunuz.
Güneş gözleriniz, kirli sakalınız, kızılınız, kokunuz yok.
Saklıyorum dedim ama bayım, bitti kokunuz.
Hasretinize dayanamayıp içime çektim tüm kokunuzu bir günde.
Şimdi kokusunu çektiğim tek şişe anason kokuyor.
Bazen dudaklarınız geliyor gözümün önüne,
Ne kadar karşımda olmadığınızı bilsem de ben yine utanıyor ve başımı yere eğiyorum bayım.
Kızlar sizi görünce bayılırken ben göğe yükselirdim ya,
Şimdi siz yokken ben yere yığılıyorum.
Kalktığımda ya başımda biri alkol koklatıyor
Ya da kokusundan bıktığım hastanede uyanıyorum.
Siz yoksunuz ama hala düşlerimdesiniz bayım.
Yoksunuz ama bir o kadar da varsınız aslında.
Şimdi geçtiğiniz yollar bataklık,
Ankara'nın olmayan denizinden gemiler geçmiyor.
Kokunuz bayım, kokunuz artık anason kokuyor.
Kızılınız şimdilerde yalnızca kanı andırıyor.
Ölüyorsunuz bayım, galiba öldünüz.