Bazı kadınlar yakalanamaz,
durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar.
Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de,
o karmaşık bir mesele.
O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalayıp durdurursan, kendine ait kılarsan.
Ölüverirler.
Çünkü onlar kuş gibidirler.
Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler.
O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler.
Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini -her nasılsa bilirler.
Onlar, insanı ancak frensiz bir seyahate davet edebilirler.
Zira fren yaparlarsa artık onlar, o kadınlar değiller.
Bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizler.
Kanatlarının altına rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete dönüşen kadınlar.
...Ve adamlar ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar sanırlar. Bilir misiniz?
Eğiticiler eve dönsünler, uzaklara uçmasın diye önce kuşların kanatlarını biraz kırarlar.
Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzü kadar uçmayacaklarsa ölüvermeyi tercih ederler.
-Alıntı.