Bu hayatta garipsediğimiz ne varsa yaşıyor gibiyiz içimizdeki bu duyguların bir tarifi yoktu zaten tarif edebileceğimiz duyguların bir şekli de yoktu
Sanırım mütemadiyen yazmaya devam edeceğim tıpkı uykusuz gecelerin gündüzleri gibi vakitsiz bir zamanın ezan sesinde uyanır gibi...
Nereye gittiğimizi bilmeden yürüyoruz uçsuz bucaksız bu yollarda oysa yolcular da yolunu
kaybetmekte kimisi adres bilmediği ısısız bir sokaklarda kimisi kayıp bir şehirde isimsiz caddelerde
Korkuların seni ele geçirdiğinde bedenin yükünü ayaklar taşımaya başladığın da zihninde yankılan
hiçlik duygusu “Merhaba “der gibiydi.
Bir resim düşünün ilk baktığınız da hiçbir şey ifade etmeyen ikinci kez baktığında renklerin uyumu
kafanın içinde tahayyül ettiğinde üçüncü kez baktığında ressamın içinde boğulduğu yalnızlığı
kullandığı boyadan çizdiği figürden anlamak o kadar zor olmamalı dokunduğun çizgilerin hüzünlerini görüyorum..
Meşakkatli bir resimdi içinde sırları olan..
Hayatta ki yerimiz de böyle değil mi ilki hep yanılgı ikincisi deneyim üçüncüsü tecrübe oysa daha ne
olduğunu anlayamadan başka bir dünyada bulursun kendini içinde hiçlik duygusundan başka bir şey
olmayan içi dolu bir akvaryumda ki suya muhtaç edilen çaresiz bir balıktan farkım neydi ki?
“oysa nefes almak isterdim dünyanın öbür tarafında
Kafamı çıkardığım da ölmek değil “
Seçimlerimin bedelini ödüyorum kazanmak için kaybetmek gerekir...
............