Senin beğendiğin şu bar, şu geçit,
Benim beğendiğim şuradaki mescit.
Senin beğendiğin dans denen adet,
Benim beğendiğim Rabb'e ibadet.
Senin beğendiğin şu sürtük kadın,
Benim beğendiğim şu örtük kadın.
Senin beğendiğin şu kızın sesi,
Benim beğendiğim hafızın sesi.
Senin beğendiğin cinayi roman,
Benim beğendiğim ilâhi Kur'an.
Duygumuz, gayemiz, yolumuz farklı
Bir sual soralım; acep kim haklı?
Senin de yükün var, benim de yüküm,
ALLAH hakkımızda verecek hüküm.
------------------
İşte yüzlerce aydınlatıcı mi'yardan biri: Nereye davet olunuyoruz? Rabbine taate mi, isyana mı?
Davetçi teşekkül ne olursa olsun, davetin ismi ve vasfı ne ile ifade edilirse edilsin, vazifen ve tarz-ı hareketin belirmiş demektir: Taatı kabul, isyanı red...
Din-i islâm bu ümmetin en aziz şeyidir. Onun ihya edileceği yere koş. Ona zarar gelecek yerden uzaklaş.
Davetine gideceğin, davet edeceğin, görüşeceğin, konuşacağın, seveceğin, alışveriş yapacağın, kız alıp vereceğin kimselerin seçiminde ve bütün buna benzer hallerde yukarıdaki talimat elimizde ölçümüz olmalıdır.