Bekle beni, döneceğim ben.
çok çok, bıkmadan bekle!
sarı yağmurların
hüznü basınca,
kar kasıp kavururken,
kızgın sıcaklarda – bekle.
uzak yerlerden mektuplar kesilince
bekle beni.
birlikte bekleyenlerin beklemekten
usandığına bakma, bekle.
bekle beni, döneceğim.
unutmak zamanı geldiğini
ezbere bilenleri
hayırla anma!
varsın oğlum, anam
hayatta olmadığıma inansın,
dostlarım beklemekten usansın,
ocak başında toplanıp
acı şarapla
yad etsinler beni.
sen bekle. onlarla birlikte
içmekte acele etme.
bekle beni; döneceğim,
bütün ölümleri çatlatmak için döneceğim!
‘şansı varmış…’ desinler,
beklemedikleri için,
beni bekleyerek
düşman ateşinden nasıl
koruduğunu anlayamazlar.
sağ kalışımın sırrını yalnız
senle ben bileceğiz-
bütün sır -senin
başkalarının bilmediği gibi beklemeyi bilmende.