Ben. Ben alışkınım varlığınıza da, yokluğunuza da. Sizinle geçen zamana da, tek başıma geçirdiğim zamanlarıma da. Sizinle yenilen yemeklere de, sizsiz yediğim yemeklere de alışkınım. Sizinle gezdiğim yerlere de, tek başıma o yerlerden tekrar geçmelere de alışkınım ben. Bir başıma yaşamaya da alıştım ben. İçimde kopmaz deli fırtınalar, kulak zarına zarar verecek çığlıklar, göz yaşlarım tükenecek kadar akan seller kopmaz benden. Ben hazırlıklıyım en başından henüz edilmemiş vedalara. Ben bekliyorum, daha haberi gelmemiş olumsuzluklar. Ben tahmin ediyorum, daha oluşmamış sürprizleri. Ben şimdiden aşina ediyorum kendimi birtakım şeylere ki, zamanı geldiğinde bastırabileyim duygularımı. Ben hazırlıklı yaşıyorum, tedbirli yaşıyorum, bekleyerek yaşıyorum, telkinli yaklaşıyorum. Ve her savurucu rüzgarlara ben biliyordum, bekliyordum zaten diyorum. Çünkü alışmaya çalışıyorum, öğrenmeye, tecrübe etmeye, görmeye, zorlanmaya çalışıyorum kendimce. Vesselam. Bir gün hayatınızdan biri gitmeden, onun yokluğu ile de sınayın kendinizi, onun yok olduğunu varsayın, aşina edin kendinizi şimdiden zamanı geldiğinde muhakkak lazım olacaktır. Sadece sevdiğin kişi için değil, en önemlisi sevdiğiniz kişiler için düşünün bunu. O zaman siz de dersiniz ben tahmin ediyordum, bekliyordum zaten diye.