Hiç büyümedim aslında ben.Halâ çocukların oynadığı oyunları çocuklarla beraber oynamak istiyor,çocukça şeyler düşünüyorum.Kaçış bu belki de. 15 yaşımda kaldım ben.Her ne kadar yıllar geçmiş olsa da yaşamadım ben.15 yaşına kadar ne yaşadıysam o.Sonra zaman beni önüne katmış sürüklerken çok geride kalan 15 yaşımın kıyısında kaybettim küçük kız çocuğunu.Zaman beni harcadıkça daha kendi sorumluluğumu üzerime alamamışken başka sorumluluklar eklenince üzerime yığıldım.Kendime her ne kadar ''insan yaşadığı anın farkında olmalı;olmalı ki, vaktin nasıl geçtiğini anlamalı. Bomboş bir zaman hemen biter. Kalk, ve bir işe yara.'diye telkinde bulunmuş/bulunuyor olsam da bunun bana bir faydası olmadı. Hep hata yaptım.Doğru bir davranışım olmadı.Çocukluğuma dönüp tekrar kavuşmak, dünyayı tanımamak ve artık yaşlanmak istememek de başka bi acı veriyor insana.
Gençlik vardı yaşanacak.Olmadı;heba oldu gitti.Yaşlılık var yaşanacak diyemiyorum çünkü yaşanmamış bir gençliğin yaşlılığı da olmaz.Denizden bir bardak alsam yanıma, suyu benimle gelir, mavisi kalır. Tıpkı yaşama hevesimin ruhumdan gittiği, sadece bedenimin kaldığı gibi.Bazen diyorum ki kendi kendime şu sıkıntılara, dertlere de taksit yapılsa. Aydan aya taksit ödesek,derdimizi çeksek. Böyle peşin peşin olunca insan yıpranıyor.Ama her gün de yeni dertler ekleniyor. Bir dakika,hatta bir saniyede verilen veya verilemeyen bir karar,bir tereddüt anı insan hayatı üzerinde uçsuz bucaksız olumsuz sonuçlar doğurabiliyor_insanı yeni dert sahibi yapabiiyor.
Yanlış rotada olan duygular var yüreğimde.Eğer bu rotada devam edersem amaçsız umutlar seni esir alacak.Yalanımı ortaya çıkarmadan kaç benden.