” ben senin ismini tarçın kokulu akide şekeri gibi tutuyorum ağzımda, damağımda, ruhumda. kaygılarını biliyorum, yalnızlıklarını, kırgınlıklarını ve hırslarını da. kalbinin ritmini duyuyorum; yanında olmasam, elini tutmasam da. ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.”