Benim hayallerimi yok ettiniz...
“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusuna verdiğim bir yanıtı hatırlamıyorum. 18li yaşlarıma geldiğimde ise hala sırf bilmiyorum dememek için “Emekli olmak!” diyorum. Gittiğiniz okullar, yaptığınız işler, öğrendiğiniz dersler, okuduğunuz kitaplar, izlediğiniz filmler, konuştuğunuz kişiler sizin için sadece bir zaman geçirme aracı; ancak eğer peşinden gitmek isteyeceğiniz bir hayaliniz yoksa.
Tarih boyunca pek çok kişinin hayat hikayesini okuduk; bazılarına hayranlık duyduk, bazılarını duvarlarımıza astık, bazılarını ise başucu kitabı yaptık. Dünya üzerinde yaşamış insanlardan geriye kalan şeylere baktığımızda o “iz” bırakmanın ne zor olduğunu hemen kavrayabiliriz.
Özel olmak istedik, özel olabileceğimize inandık, özel olabileceğimize inandırdılar. “Sen yaparsın”dan başka bir şey duymadık. Sürekli yarıştık; bu kendi istediğimiz tatlı rekabetler şeklinde de oldu.
Ben, benden beklenilen özel ve muhteşem şeyleri yapamıyorum. Belki potansiyelim vardı, kullanmadım. Belki de tüm hayatım sadece bir göz boyamadan ibaretti. 18 yaşında, dünyaya iz bırakamayacak olmanın mutsuzluğunu yaşıyorum ve bunun sebebi tamamen bana ait olmayan beklentiler.
Benim bir hayalim yok! Benim yerime hayal kurdular, benim yerime planlar yaptılar, benim için kariyer olanakları sunuldu, benim için mutlu olundu, benimle gurur duyuldu, ben okulumu uzattım benim yerime alternatifler düşünüldü hatta hayal kırıklığını bile benim için başkaları yaşadı. Olayların özeti ben iken, ben geldiğim noktada ne yaptığımı bilmiyorum.
Benim bir hayalim yok, nereye gideceğimi bilmiyorum.
Ya sen?