Toprak içinde küçücük bedenim.
Büyüyerek yeşereceğim.
Günler sayfa sayfa işleyecek köklerime.
Her günümde bana can verecek yazdıkları.
Fısıldıyor her vakit kulağıma,
"Acizsin ama bilmelisin,
Bir gün öleceksin.
Ve ölmeden sen ölümü bilmelisin."
Damla damla akıyor gövdemden sızıntılar.
Açarken ölüyor sanki yapraklarım.
Açarken sanki bir an mutlu, bir an hüzünlü.
Bakıyor etrâfına hangi iklimden güçlü.
Bölümler seçiliyor yapraklarımdan,
Susarsa mutlu, susmazsa ölü...
Hangisini seçmeli?
Ve daha çok büyüyor bedeni.
İdrâkı evrenden olmalı.
Odak noktası yapacakları olmalı.
Susuyor...
Susuyor...
Sustukça yoruluyor.
Dökülüyor gövdesinden yaşlar ve ölüyor yapraklar.
Yaprakları dökülmüş tâne tâne,
Dökülen yapraklarından alıyor hayatını.
Ders almış...
Ders vermiş...
Öğütler büyütmüş köklerini.
Sussa da haykırmaz artık dedikleri.
Harlanırsa da başa çıkar benliği.
Kendine dost,
Dostuna günahkâr olmaz söyledikleri.
Yaprakları yeniden yeşerecek,
Çünkü dört mevsim içinde büyüyecek sevgisi.