Ne ben oyun kazandım, ne sen dünyaları kaybettin. Zor olanı sen yaşayamazsın. Asıl zor olanın adı yok. Nâmı yürür lakin gerçekten nedir bilinmez. Ölüm ile tehdit bile etse, ben inanmam aptallar uzun yaşar. Rahat ol, hak ettiğin ölüm çok geç olacak. İnsanlara kendimi nehyetme arzusu içimde alev alırken nâmümkün onlara mutluluk saçabilmek. Beş para etmez sözlerini söylerken onları değerli zannedebilirler. Ben yüzlerine değersizliğini vurduğumda kendilerini aşağılık hissederler. Daha sonra beş para etmez sözlerini unuturlar. Bu noktada benimkisi sadece öngörüdür. Ciddiye aldığım insanla ironik bir şekilde konuşmayı doğru bulurum. Bu onun zekâsını ortaya koyar. Aksi hâlde muhattap olmam. Ama bilge insan âşık olmamalıdır, o sevgiden yana olmalıdır, aşk bir körlüktür ve aptallaşan insan için geçerlidir. Bilime çok güvenenler bilir, aşk bir cinsel arzunun kur yapan hayvanları için geçerlidir. Her zeki insan bile âşık olabiliyor bu yüzden. Ama bilgeler nefsine boyun eğmez, onlar bu yüzden sevgiden yanadır. Âşık olan insan çok zekiyse bile artık anlamsızdır. Derdim zekâ değil fakat cahil ile muhabbet zahım diyorlar. En azından bilge bir aptallığı mâkul bulurum. Âşıklar en fazla tasavvuftaki gibi kabul görür. Shakespeare gibi de mümkün. Ama ten sevgisini aşılayan şiire ne denir?