Bisiklet kullanırken dengesini kaybedip düşen bir çocuktum ben
Sokakta hep kaybeden takımda yer aldım. Çirkindim aynaya bakacak bir cesaretim bile yokken sevmek o günlerde “platonik” bir kavramdı benim için henüz bir kıza sevdiğini söyleyememiş,eli bir kız eline değmemiş bir çocukluk geçirdim anlayacağın.
Herkes övünür hayatım film olsaydı şöyle olurdu,böyle olurdu abartılarak söylenmiş cümlelerle karşılaşırız.
Ama ben öyle demeyeceğim;bütün samimiyetim ve dürüstlüğümle söylemeliyim ki hayatım film olsaydı “Benden Bi’ Cacık Olmaz.” ya da “Başarısızlık Abidesi” gibi tuhaf isimler olabilirdi.
Çocukluğumdan bu yana pek de bir şey değiştiği söylenemez.
Eğitim hayatı boyunca ilkokulda alınmış;“herkese veriyoruz bari sana da verelim.” kampanyasıyla alınan takdir belgesi dışında herhangi bir belgeye sahip olmamışken,
Herhangi bir spor dalına yönelip bir madalyaya kazanamamış
Benim için bir meditasyon gibi bir şey olan sizinse bazen yüreğinize dokunduğum bazen de mantığınıza sığdırdığım,yazmadan duramadığım şu yazılar bile herhangi bir yarışmaya gönderilmemiş,herhangi bir ödül almamışken çıkıp ta ya ben süper bir adamım demem kedinin köpek taklidi yapıp “ben aslında köpeğim” deme şekli olurdu sanırım.
Dedim ya benim pek başarılarım yoktur.
Sevmelerim bile yarım kaldı. Sevmeyi beceremediğimden değil aslında sevmek istediğim kişilerin yanlışlığından. Kimileri geleceği düşünemeyecek kadar genç,kimileri daha fazla ilerleyemeyecek kadar yorgun,kimisi ise sevemeyecek kadar hissizdi. Kimi sevdiysem bir bahanesi vardı. Sevmeyi bile beceremedim.
Kısacası Prenses;
Pek fazla bir becerim yoktur,başarı sicilim ve aşk sicilim de çok ilgi çekici sayılmaz.
Ama yinede;
İyi kitap okur
Hoş şarkılar dinler
Güzel şeyler hayal ederim.
Bir çocuğun başını okşar
Bir kediyi besler
Penceremden yağmuru izlerim
Bazen susar,bazen konuşurum
Bazense çok iyi bir dinleyici olurum
Ara sırada böyle yazarım işte
Benden Bi’ Cacık Olmaz diyorum ama;
Sen yine de bir dene istersen,
Kim bilir
Belki tek başarım seni çok sevmek olur.