Herkes ikili ilişkilerde kriterler sayar. Yok efendim kaşı öyle olsun, saçı şöyle olsun, boyu şu kadar olsun gibi. Bana göre bunlar anlamsız kalıplar. Karşındaki ruh eşin belki ama sen bunu kalıpların yüzünden göremiyorsunuz. Sonra gerçek aşkı arıyorum diyip duruyorsunuz. Bu saçma kalıplardan arınanların ilişkileri somut olarak anlamsız gibi dursa da soyut olarak nirvana olur genelde.
Bu zamana kadar karşımdakinin fiziki kusurlarına pek takılan biri olmadım. Ama nedense bu konuda çok yargılandım. Hatta çoğu zaman yargısız infaz yedim desem daha doğru olur. İlkten garipsiyor insan ama sonradan alışıyosun. İnsanlar sana saçma sapan yalanlar uydururarak senden kaçmaya çalışıyo ve buna gülüp geçiyosun. Ve zamanla yalanlara karşı bağışıklığın artıyor.
Şu zamana kadar duyabileceğim tüm yalanları duydum ve atlattım diyebilirim. Ama inatla inandığım tek bi yalan var, bakışlar... Can yerimden vuran bakışlara karşı hep yenilmişimdir. Çocuk gibi salaklaşırım hatta. Tabi öyle bi kere yanlışlıkla bakana da aşık olacak gerizekalı değilim. Ama şu yeşilçam filmlerindeki zerafetle bakan gözlere hep yenilmişimdir. Şüphesiz beni bu kadar ruhsuz yapan şey de bu. En son böyle bir çift göze inandığımdan bugüne 2 yıl geçti. He yine o yalana inanmak istiyor muyum, evet mal olduğumdan istiyorum. Peki bunu yapabiliyor muyum?
Dilerim denk gelmesin böylesine bir yalan size. Damardan akan kana karışır bu yalan ve gerçek olan ile aranda hep perde olarak kalır.
#slmnlii