Bir düş gibi geçer zaman,
gözlerimizde saklı kalan bir anı.
Bir bakış, bir gülüş,
belki de hiç yaşanmamış bir anı
gibi gelir bazen.
Ve biz, o düşü ararken,
her adımda biraz daha kayboluruz.
Zamanı ve mekanı unuturuz,
sadece anıların derinliklerinde
kaybolan bir silüet gibi.
Her şey silik,
her şey bulanık.
Yalnızca kalp atışlarımız,
sözlerin yankısı,
bir zamanlar var olan bir his
ve bir parça gökyüzü kalır geriye.
Düşler bir ömür boyu sürer,
bazen rüya, bazen gerçekle karışır.
Ama sonunda,
her şey bir araya gelir,
ve bir parça huzur bulur içimizde.
Çünkü belki de hayatta
en gerçek şey,
düşlerin bize söylediğidir.