Uykuların dengesizleştiği gecelerin ardı sıra gelmesi beni kendime daha çok çekti. İnip yükselen duyguların bir alev harı gibi yoğunlaştığı, ve aynaların bana biçim değiştirerek yakınlaştığı bir zamanın içinden geçerken, duraksamaktan korkan biri haline geldim yavaş yavaş. Her şeyi birbiriyle kıyaslamaya başladım. Duvarları aynalara bakarak değersizleştirdim. Zaman zamanda aynaların bana gösterdiği yüzleri kendime yakın bulamadığımdan duvarların önünde durmayı yeğledim ve onları yücelttim. Deniz kenarındaki yürüyüşlerimi de dar sokaklarda yürüdüğüm yollarla bir tutmadım hiçbir zaman. Nedenini sorgulamaktan çekindiğim ama her fırsat bulduğumda aksine daha çok kusur ve fark aradığım, bahanelere tutunmaktan vazgeçemediğim günlerin gecelere sırlarını değdiremediği bir anı kollayarak ve canımı acıtan bir hevesten öç almaya çabalayarak soluk almayı bekler gibi, sabrı başka duygulara emanet ederek oturdum yerimde öylece. Bana kendimi yansıtmayan ne varsa eledim yüreğimden
Ömer Faruk Kuştoğan