Her şey o kadar güzeldi ki. Çok saf, temiz, masum.. Koca iki sene sadece uzaktan uzaktan dokunamadan hayallerimi yaşayamadan geçirdim. Başka kollara gitmesini, hayatına yeni insanlar alıp mutlu olmalarını diledim. Bir gün aniden geliverdi. Yanındayken mutlu gibiydi, seviyor gibiydi. Yalanmış. Kendine alıştırıp gittiği gün sızladı sol yanım. Bir gün tekrar çıkageldi. Özlemiş gibiydi. Sesinde özlem vardı sanki. İnandım. İnanmak istedim. Yalanmış. Kalpten istemedi hiç. Bedeni benim yanımdayken aklı başka kadınlarla birlikteymiş. 7 ay görmedim. Özledim dedim çok özledim. Tekrar geldi. Seviyorum çok dedi. İnandım. Yalanmış. Söylediği her şey, yaşadıklarımız her şey, her şey yalanmış. Aradan bir sene geçti ben hala bir ölünün ardından yas tutar gibi kalbim kapkara bir şekilde bıraktığı yerden kımıldayamıyorum. Hayat mı? Yaşıyorum da kim ne biliyor. Sizce de yaşamanın vakti gelmedi mi? Kozadan çıkmaya hazır kelebek gibiyim sanki.