Bin bir türlü kredi çekerek aldığım taksiye bindiler. Sevgili olmalılardı zira samimi tavırlarından öyle anlaşılıyordu. Nereye gitmek istediklerini sorduğum anda bir ses gelmeye başladı. Of hayır.... Yine mi. Gerçekten yeter artık. Bileklerindeki çipler ötmeye başlamıştı. Ve arabama binen bir çok insanın yaptığı gibi "neyse kalsın,iyi günler " deyip gittiler. Onlar da haklı tabi,kendilerini düşünmek,korumak zorundalar. Ancak yıllar önce yaptığım, milyon kere pişman olduğum bir suç yüzünden beni bu şekilde cezalandırmaları hiç adil değil. Ya da belki de adil bilemiyorum.
15 yıl önceydi. Çalıştığım fabrikadan o gün bizi eve erken göndermişlerdi. Yolda eşimle biryerlere gitmenin planını yapıyordum. Eve geldiğimde,eşim biriyle hararetli bir şekilde biriyle konuşuyordu. Oturma odasında,mutfakta kimse yoktu. Ses yatak odasından geliyordu. Sanki o an beynim beni terk etmiş ve ben içimdeki canavarla iş birliği yapıyordum . Mutfaktan elime bir bıçak aldım ve direk yatak odasına daldım. Eşimle karşı komşumuz... Gözüm dönmüştü. 30 yaşıma kadar bir karıncayı bile incitmeyen ben,toparlanmalarına bile fırsat vermeden ikisini de bıçakladım. Beni yakalamalarına gerek yoktu,gidip kendim teslim oldum. Kadın polisler bana tüm nefretlerini kusarken,özellikle evli erkek polislerin içten içe bana hak verdiklerini hissedebiliyordum. Zira canından çok sevdiğin karının başka bir adamı sana tercih etmesi,sizin mahreminizde,yatağınızda sizi aldatması pekte soğukkanlılıkla karşılanabilecek bir durum değil.
İşin özü müebbet verdiler bana. Ancak 15 yıl sonra aftan yararlanıp çıktım. Ancak ben çıkana kadar çok şey değişmiş. O yolcuların kollarındaki çipler sabıkalı insanları belirlemek için. Hapishaneden çıktığınız zaman sizin deri altınıza bir tane yerleştiriyorlar. Eğer,sabıkalı değilseniz ve kendinizi koruma iç güdüsüyle hareket ediyorsanız çipi alıp almamak sizin inisiyatifinizde. Ancak,suç işlemişseniz böyle bir hakkınız yok,el mahkûm takacaksınız. Üstelik çiplerde hangi suçtan sabıkamız olduğu da kayıtlı. E haliyle insanlar katil olduğumu öğrenince arkalarına bakmadan kaçıyorlar . "Hayırdır abi" deyip,hikâyemi öğrenmek isteyenler olsa da ,yüzde 95'i ne yazık ki beni canavar olarak görüyorlar. Keşke o çiplerde insanları suça iten sebepler de yazsaydı. Aç mıydı hırsızlık yaptı,nefsi müdafa mıydı,karısı aldattı gözü döndü ve bin pişman,ya da gerçekten ruh hastası uzak dur gibi. Ancak işler öyle olmuyor işte. Sanki herkes sütten çıkmış ak kaşık,sanki hiç biri kendisini kaybedip yapmaması gereken şeyler yapmıyor,sanki hiç biri günaha dalmıyor. Suçlu veya günahkâr olduğuna dair resmi bir belgen yoksa meleksin demektir. Bir kere damgalandınmı da,artık temizlenemeyeceğini düşünüyorlar. Oysa bir elimizden tutsalar,bir yardım etseler,bizi bir dinleser düştüğümüz yerden daha kolay kalkabiliriz.
Bunca sıkıntıya rağmen,neden uğraştığımı,niye bir işe girmediğimi sormayın. Çünkü o çiplerden neredeyse bütün iş verenler almış....