Isviçre bankaları krediyi kesince
Hollanda beyazına sevk ediliyor zihinler.
Uyuştuk, uyuşturulduk.
Avrupa birliğinde buluşmaya müsait bir yer bulamayınca,
Nato kapısında hazır kıtaya dururuz.
Durduğumuz yerden yol almak isterken
bir arpa boyu kadar yol alınamıyor.
Yollar kesişemiyor işte denk gelemiyoruz
Gülmeyi hala unutmamış bir kara parçasında.
Suratında orta doğudan kalma bir şaşkınlık durur.
Hafifçe gölgemizin kulağına eğilip ibni haldun boşuna coğrafya kaderdir dememiş diye fısıldarken,
Yardım ve yataklıktan hasta düşüyoruz,
Gülmeyi öğrenememiş uyuşuk hastane koridorlarına.
Yaşam mücadelemiz senato kararına bırakılınca,
Hayata karşı duruşum, sadri alışık selamı gibidir.
Alıştıra alıştıra,
Alışa alışa cebimizde ki sermayeyi,
Kafamızda ki mantarlı peyniri,
Elimizde ki buruk kalemi yitirdik.
Yoksa hiçte haksız değildir feridun kurt, muş'u ve otogarlari yakmak gerek diyince.
Nerden başlarsak başlayalım bize çıkmayan bir yolun sonunda nefesimiz heba oluyor.
Gidiyor,
Gidiyor,
Gidiyoruz bir bir.
Bir daha dönmesi mümkün olmayan mülteci kamplarına esir düşüyoruz.
Isviçre bankaları avrupa birliği yasalarını kızıştırırken,
Birlik olamadığı için yığıntıya dönüşüyor birşeyler.
Birşeyler diyorum adına çünki bir olamadıkları için bir şeyden ibaret oluyor bir olamayan birşeyler.