Eğlence dolu bir kadın var. Ama herkes için değil. Gerçekten değer verdikleri için. Değerlileri var avucunda. Belli ki seviyor onlarla vakit geçirmeyi. Nasıl sevmesin ki. Değerlileri sonuçta. Eğleniyor kendi başına ya. Ah neşesi yeter. Sana bana sormaz nasıl eğleneceğini. Kalbinde küçük bir kadın var. Bir avuç yüreği var öylece ait olmayı bekleyen. Kızdığı çok şey var en az sustuğu kadar. Çocuklar var çok sevdiği. O salak hareketlerin verdiği mutluluk kabinin dört köşeli bahçesinde koşuşturuyor sağa sola. Onların yanında çok çok sevimli köpekler ve yanı başında sevimli mi sevimli bir kedi. Gökkuşağı gibi bir ruh siyahı içinde barındıran. Onu da siyah bir zindana atmış zorlanmadıkça müebbete mahkum. Deli dolu bir his, sonsuz hisler. Suskun bazen hislerine tercüman olmadığında kelimeler ve çaresizlik pek sevmese de bu ben değilim dese de. Yüz yüze farklı, yüzlerce mimik ve bir o kadar da his. Aptallık değil çocuksu tavırlarının altındaki de nereden anlayabilirsiniz ki. Kimsenin yapamayacağı masum şımarıklık. Herkesin beceremeyeceği bir ton şey var da kim görebilir ki? Kapı çalar mı umutsuz kalbinde ki kapıların. Mitolojiyi sevmiyor değil sadece neden o dersten kalması gerektiğine anlam veremiyor. Suçlayamazsınız. Sonsuz olur anlayamazsınız. Gölge olur yakalayamazsınız. Duygu olur üstüne çıkamazsınız. Şiir olur yazarını bulamazsınız. Rüya olur elinizde tutamazsınız. Bulunca gerçeği anne olur bakakalırsınız. Adam olursanız hanım olur uzun uzun dalarsınız. Merak edip ona kapılırsanız,boğulur yüzeye çıkamazsınız. Dünyanız olur gerçekten dik durursanız.Renk olur hayatınıza eğer ona mavi olursanız. Ve son kez onun sevgisiyle ölümü göze alırsanız fışkırır her taraftan onun isminin olduğunu yaşam pınarlarınız.