Yalnızlık,
bir rüzgar gibi gelir bazen.
Hissedilmez önce,
ama sonra birden,
her bir hücrende
yavaşça, sessizce dolaşır.
Sonsuzluğa adanmış bir bekleyiştir o,
gözlerinde kaybolan bir umut.
Yavaşça, ağır ağır içini sarar.
Gülümsemeler,
şarkılar,
hatıralar…
her şey birer yansıma olur o an.
Bir bakış,
bir dokunuş,
bir anı kalır geriye.
Ama sen,
her geçen saniyede
biraz daha kaybolur,
biraz daha yalnızlaşır,
bir başka yolun kıyısına savrulursun.
Bazen herkesin içinde
tek başına hissedersin kendini.
Çünkü senin içindeki dünya,
kimsenin ulaşamadığı kadar derindir.
Her ne kadar kalabalık içinde olsan da,
gözlerinde yalnızlık saklıdır.
Ama bir gün,
belki de o gün hiç beklemediğin bir an,
bir fırtına gelip
karanlıkları savurur.
Ve geriye sadece
senin özlediğin,
gerçek olan bir ışık kalır.